Yaşam anne karnına düştükten
ve bu dünyadan ayrılana kadar yaptığımız kendimizi anlamlandırma yolculuğudur.
Bu dünyada yaşam
yolculuğumuzun en önemli bölümü kim olduğumuzu, ne olduğumuzu ve bu dünyaya
gönderiliş amacımızı anlamak üzerine kuruludur. Birçok insan bunu mevcut olanla
şeylerle fiziksel ve zihinsel bağlantılama yaparak oluşturuyor. Bu bir anlamda
fiziksel dünyada kendimizi konumlandırma işlemidir.
Kendimizi konumlandırmaya
çalışırken çocukluğumuzda yaşadığımız durumları referans olarak alırız. Onlara
göre kendimize bir anlam yükleriz. Aslında orada kendimize yüklediğimiz anlam ebeveynlerimizin
yaşamın nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği ile ilgili yaşama dair bakış
açılarında veya kendi yaşamlarında bizi konumlandırdıkları yerdir. Ve o konum yaşamımız
boyunca bizim kimliğimizin bir parçası olarak her şeyde önümüze çıkar.
Birçok insan yaşamını
boyunca çocukluğunda belirlenen o konumla mücadele içindedir. Çocukluğumuzdaki
olduğumuz kişi ile şimdiki olduğumuz kişinin imkan ve yetenek yönünden çok farklı olduğunu görmek yerine
orada üzerine yapışmış konumun yanlışlıklarını düzeltme peşindedirler. Bunun
içinde duygusal boşluğun oluştuğu zamandaki çözüm olarak buldukları icatları
kullanırlar.