Kendi içimde yaptığım çalışmalar sonrasında benim rahatsız olduğum konuların büyük kısmının kaynağının kendime güven sorunumdan kaynaklandığını fark ettim. Olay aslında benim kendime güven konusunda yeterli olmadığımı düşündüğüm konularda hayatımın kontrol etmesi için birilerine izin vermemden kaynaklanıyordu.
Olayın can alıcı noktası buydu izin vermek. Aslında
hepimiz hayatımızda sürekli etrafımızdaki kişilere kendi dünyamıza
girmesi için izin veriyoruz. İzin vermediğimiz hiç bir şey bizim
dünyamıza girme şansı yok. Çünkü herkes düşünceleri ve algıları ile
oluşturduğu kendi dünyasında yaşıyor. Bu
bizim özelimiz bu sahip olduğumuz en değerli varlığımız. Ve biz
yaşamdaki bazı beklenti ve isteklerimiz nedeniyle birilerine bu özel
dünyaya giriş izni verirken bir başkasına bu izni vermiyoruz. Birilerine
bizi kontrol etmesi için yetki vermekteyiz. Burada bir diğer temel
unsur ise beklenti. Ve bu beklenti duygusu bizim ruhsal halimizi ve duygularımızı temel noktasını oluşturuyor.
Aynı
anda etrafımızda olan olaylara ait milyarlarca bilgi varken beynimiz o
bilgilerden sadece birkaç baytlık olanı kullanır. Hepimizin bir zihin
filtresi var ve biz bu zihin filtresi vasıtasıyla bilinçaltımızı gelen
bilgiyi kontrol ederiz. Zihin filtremizin izin verdiği bilgiyi dikkate
alırız. Aslında izni bir anlamda zihin filtremiz girişindeki
bekçilerimize veriyoruz. Bu zihin filtremizdeki izinleri değiştirerek
olaylara karşı algılarımızı ve tepkilerimizi değiştirebiliriz.
İzin
verme işlemi çocukluktan bu tarafa farkında olmadan sürekli yaptığımız
bir şey. Aile bireylerimizin hayatımıza müdahale etmesine izin veririz
çünkü onların sevgisine maddi ve manevi anlamda desteğine ihtiyacımız
var, öğretmenlerimizin bizi kontrol etmesine izin veririz çünkü onlardan
bilgi beklentimiz var, din adamlarının bizi kontrol etmesine izin
veririz ruhsal yanımızın doyurulmasını isteriz. Hoşumuza giden bir
gencin hayatımıza müdahale etmesine izin veririz sevme ve beğenilme
beklentimizi karşılar. Hep bir beklenti vardır. Normalde
istemediğimiz bir şeyin bize yapılmasına izin vermeyiz. İtiraz ederiz
veya tepki veririz. Tepki vermiyorsak bu durumla ilgili bir beklentimiz
vardır ve o kişiye beynimizde o davranış için bize müdahalede bulunması
için izin vermişizdir.
Etrafınıza
bir bakın. Örnek olarak bir işyerinde amiriniz tarafından siz bazı
olumsuz davranışlara maruz kalırken, başka bir kişi kalmıyor. Belki
sizden daha az iş yapıyor belki işini düzgün yapmıyor ama siz olumsuz
davranışlara maruz kalırken o rahat laylaylom bir hayat sürüyor. Siz ise
yırtınıyorsunuz yaptığınız işin beğenilmesini istiyorsunuz takdir
edilmenizi bekliyorsunuz. Ama nafile. Müdürünüz yaptığınız işi
beğenmiyor, size farklı davranıyor diğer kişiye farklı davranıyor. Bunun
nedenine gelince sizin müdürünüz konumunda bulunan kişiyi beyninizde
otorite olarak kabul etmeniz ve sizin üzerinde tasarruf izni vermeniz,
sizi yargılamasına, suçlamasına, size bağırıp çağırmasına ona izin
vermeniz. Aslında ona verdiğiniz anlam. Onun size bu şekilde davranmak
konusunda hakkı olduğunu kabul etmeniz.
Bunu
gerçek dünyada söyleyip söylememeniz önemli değil. Siz zihnen bu
davranışlara onun hakkı olduğunuz düşündüğünüz anda o kişi size bu
davranışları yapmaya hak kazanacaktır ve siz bu tür davranışa maruz
kalacaksınızdır. Çünkü siz karşı tarafa bunun enerjisini
gönderiyorsunuz. Karşı tarafın bu davranışlara hakkı olduğunu düşünüp
kurban rolüne bürünüyorsunuz. Karşı gelme hakkınız ve gücünüzü yok
ediyorsunuz, Karşı gelme hissini bulsanız da alt tarafta yatan suçluluk
duygusu sizi rahatsız ediyor. İkilem içinde sıkışıp kalıyorsunuz.
Bu
izinleri neden veriyoruz tabiî ki beklentimiz olduğu için, kendimize
yeterince güvenmediğimiz kendimizin sahip olduğu gücü görmediğimiz için
karşı taraftan onay beklemek için, işimizi kaybetmemek için. Kendinize
güvenmediğiniz sürece ve hep dışarıdan destek aldığınız sürece bu
izinleri verip bu durumları yaşayacaksınız. Bu durumdan ne kadar
uğraşsanız kurtulamazsınız. Başka işyerine gitseniz de bu durumla
yeniden karşılaşacaksınız. Çünkü bilinçaltındaki izin mekanizması her
daim işleyecektir.
Şu
anda gerçek anlamda güzel ve hoş bir hanımsınız. (Birçok insan güzel
olduğunu lafta söyler kendini beğendiğini söyler ama gerçekte anlamda
hiçbir zaman kendine bir prenses gibi davranmaz. Saçının şeklinin
bozulması onun tüm güzelliğini yok edebilir.) Ama
bundan emin değilsiniz. Çünkü çocukken size çok değer verdiğiniz
birileri güzel olmadığınızı söyledi ya da sizdeki bir ayrıntıyı ön plana
çıkartarak sizi maniple etti. Kendisinde olan ve eksik olduğunu
düşündüğü konuyu sizde sanki ona sahipmişsiniz gibi size söyledi. Belki
şaka yaptı. ( Bu yazıyı yazarken aynı şeyi kendimin yaptığı gözümün
önüne geldi bende kızımı “benim çirkin kızım” diye seviyordum. Tezata
bak). Ancak sizin o anki ruh haliniz bunu farklı algıladı. Bu sizin
kendinize olan özgüveninizi zedeledi ve bu nedenle kendinizin güzel
olamadığını düşünmeye başladınız. Sevgiyi güzellikle ilişkilendirip
anlamlandırdınız ve otarite yerine koyduğunuz birileri size güzelsiniz
dedikçe kendinizi mutlu hissettiniz, demedikçe kendinize güveninizi
yitirdiniz.
Sabah
süslendiniz dışarıya çıktınız durakta servis bekliyorsunuz. Durakta
birçok insan var ve kendine güvensizlik duygusu ile hemen düşünceler
üşüşmeye başladı acaba nasılım, giydiğim bluz yakıştı mı? O anda ne
yaptığınızın farkında değilsiniz ama o anda o durakta bulunan hiç
tanımadığınız birçok kişiye sizin hakkınızda yargılama, söz söyleme
fikir beyan etme izni veriyorsunuz. Belkide ömrünüzde sadece bir kez
gördüğünüz kişi o anda size şakasına bluzun olmamış dese o anda tüm
moral motivasyonunuz bitti.
İşyerine
geldiniz kapıdan girerken yine aynı düşünce acaba beni nasıl
bulacaklar? Sevdiğin sevmediğin tüm kişileri otarite yerine koyup senin
hakkında yargılama ve tasarrufta bulunma izni veriyorsun. Tabi bu arada
sen kendinde bir eksiklik buluyorsan emin ol ki yaydığın enerji ile oradakilerden
birisi senin düşündüğün konuyu sana söyleyecektir. Belki sabah, belki
öğlen, belki akşam. Odak noktan ne ise kesinlikle izin verdiğin
kişilerden birisi sana o yargıda bulunacaktır. Ancak siz kendinize
güvendiğinizde salaş bir şekilde giyinseniz dahi yaydığınız güven
enerjisi ile hiç kimse size o
günkü giyim kuşamınız hakkınızda hiçbir yargıda bulunmayacaktır. Çünkü
siz kendinizi gerçek anlamda beğendiğiniz için diğer insanların size
yargılamaları konusundaki tüm kozlarını ellerinden alacaksınız.
Yaptığım
çalışmalar sonrasında beklenti ve izin vermenin hayatımı yönlendiren en
önemli iki şey olduğunu fark ettim. Korkularımın kaynağı bunlardı.
Sorunun kaynağını tespit etmiştim şimdi sıra gelmişti bu sorunumu
çözmeye. Ama bunu nasıl yapacaktım.
Zihnimde bir ışık belirdi.
Vermiş olduğum izinleri tespit edip bunları iptal ettiğimde algılarımın
değişeceğini ve korkularımın enerjisinin yok olabileceği fark ettim.
Çünkü sonuçta her şey beyinde ve algıyla alakalı idi.
Bu
noktada imdadıma iki şey yetişti. Aslında elimde olan bilgileri farklı
şekilde kullanarak bu durumun üstesinden geleceğimi anladım. Bunlardan
birincisi z.ponopono sistemindeki sözcük kullanımı, bir diğeri ise nefes
alma tekniğiydi.
Z.ponopono
sistemindeki ho’oponopono sistemi ile z.point sistemin birleştirilmiş
biçimi. Temelinde Ho’oponopono sisteminde mevcut bulunan 4 cümle var.
Seni Seviyorum. Teşekkür ediyorum. Özür dilerim. Beni affet.
Burada
temel mantık olarak bilinçaltındaki kayıtlarımızı silmek için farklı
bir cümle kombinasyonu kullanırken, yeni kayıtlar için diğer kombinasyon
kullanmaya dayanıyor.
Başlangıç
cümlesi olan aşağıdaki cümleyi okuduğunuzda olayı rahatlıkla
anlayacaksınız. Bu cümleyi bir kez yüksek sesle okumanız yeterli.
“Bilinçaltım
şimdi senin için güçlü bir niyet belirliyorum, her ne zaman belli
kişiyi, olayı, durumu düşündüğümde ve belli düşünceler düşündüğümde beni
rahatsız eden duygu , düşünce, neden, kalıp, inanç hissedersem, anahtar
cümleler olan “özür dilerim, beni affet, seni seviyorum” tekrar tekrar
söylediğimde bu rahatsızlık veren duyguları, düşünceleri, nedenleri,
kalıpları , inançları ve bunlarla bağlantılı her şeyi bütünüyle ve
kolaylıkla sileceksin . Sildiğim bu kalıpların, duyguların, inançların,
nedenlerin yerine “teşekkür ederim, seni seviyorum” anahtar cümlelerini
tekrar tekrar söylediğimde bilinçaltıma yüklemek istediğim onaylamaları
ve durumu kolaylıkla ve hızla yükleyeceksin. Teşekkür ederim
bilinçaltım.
İkinci olarak ise nefes kullanımı.
Nefes bilinçaltı kayıt sistemine ulaşmada en kolay ve etkili aracımız.
Çünkü nefesimiz vücudumuzda hem bilinçaltımız tarafından aynı zamanda
bilinçli zihin tarafından kontrol edilebilen tek aracımız. Biz hiçbir
şey yapmasak dahi vücudumuz oto kontrolle nefes alamaya devam edecektir.
Bununla birlikte biz bilinçli zihinle nefese müdahale ederek o anki
psikolojik durumumuzu değiştirebilme gücüne sahip olabiliyoruz. Örneğin
derin nefes alıp, ağzımızdan yavaşça ve uzun süreli vermek biziz
sakinleştirirken, hızlı hızlı vermek tam tersi bizim daha fazla
sinirlenmemize neden olmaktadır.
Bu nedenle ben bilinçaltını kontrol için dört zamanlı yapılan bir nefes çalışmasını kullandım.
Çalışma biçimi şu şekilde:
İçinizden sayacağınız dört sayısına kadar geçecek sürede nefes alın.
Dört sayıda nefesinizi içinizde tutun.
Birden altı sayısına kadar sayarak nefesinizi yavaşça ağzınızdan gülümseyerek verin.
Son olarak dört sayı sayarak nefessiz bekleyin.
Sonra dört sayı sayarak tekrar nefes almaya başlayarak döngüyü devam ettirin.
Nefes
çalışmasını burundan alıp ağızdan vererek yapmak ve diyafram kullanmak
istediğiniz verimin alınmasında en önemli iki noktadır.
Çalışma
başlangıcında sayı sayma işlemlerini 4 sayılı başlayıp ilerleyen
durumlarda nefes verme sürelerini ve nefessiz durma sürelerini
uzatabilirsiniz. Özellikle son nefessiz kalma bölümü bilinçaltımızın
çözülmesi için çok faydalı bir durum. Nefesin uzun süreli ve yavaşça
verilmesi size büyük gevşeme sağlayacaktır. Nefes alış verişte
göbeğinizi inip kalktığını hissetmeye çalışın.
Şimdi gelelim bilinçaltı kayıt değiştirme konusunda.
Ben bu durumu öncelikle ailemle ilişkilerde nasıl yaptığım konusu ile başlayacağım;
Kısaca
ben durumumu açıklayayım önce, çalışmalar sonrasında yeniden
çocukluğuma döndüm demiştim. Kendimde bulduğum şeyler hiçte hoş bir şey
değildi. Ben çocukluğunda nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı
ailemden hep utanıyordum. Ailemin yaşayış biçimini bilinçaltında kabul
edemiyordum. Aslında mantıken baktığımda biz 4 erkek kardeş, bir baba,
bir yatalak yaşlı nine ve bir anneden oluşan bir aileydik. Tabiî ki ev
işleri anneye bakıyordu. Annenin tek başına bu kadar işin üzerinden
kalkması çok zordu. Ama tüm kardeşler erkek olduğu için bu konuda kimse
elini taşın altına sokmuyordu. Tabi birde küçüklük var. Sonuçta ister
istemez evin hali çok karmakarışık bir durumdaydı. Annem giyim kuşamına
yeterince dikkat etmezdi. Aslında etrafımızdaki birçok ailenin durumu
bizden farklı değil daha da kötüydü. Yalnız bir işte çalışan sürekli
gelire sahip insanların yaşam biçimleri düzenliydi.
Sürekli
maddi anlamda yokluk duygusu içinde olmak, sürekli mücadele etmek
zorunda kalmak, ailedeki sosyal yapıyı da etkilemişti. Yokluk,
parasızlık duyguları nedeniyle varlıklı ve parası olduğunu düşündüğüm
kişilerin yaşantılarına özenip ailemden utandım. Ailemle ve
ağabeylerimle de sıcak bir ilişki kuramadım. Tabi bu durumun benim
yaşamımda çok büyük etkisi oldu. Ailemden utandım.
************************************************
Daha fazla yaratım aracı ve bilgi için kitaplarımı satın alarak hayatınıza katkıda bulunmak ister misiniz?
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
***********************************************
Her
şeyi maddiyata bağlamıştım. Diğer insanları gözümde acayip
yükseltmişken ailemi tam tersi hor görüyordum. Bunların hepsinin boş bir
düşünce yığını olduğunun şimdi farkına varıyorum. Ben kendi kendimi
kafese kapatmıştım. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktu. Ben bütün bunlara
ben düşünce boyutunda hep izin vererek ve kendimi kafese kapatarak
yapıyordum.
İstediğim
hayatı elde etmek için hep birilerinden beklenti içindeydim. Gözüm hep
dışarıdaydı sahip olduğum şeyleri görmeyip onlarla mutlu olmak yerine
hep dışarıdakileri elde etme peşindeydim. Kendi gücümün farkında
olmadığım için kendime güvenim yoktu. Kendime güvensizlik duygusu beni
diğer kişilere muhtaç ediyordu. Ve bu muhtaçlık içinde o kişilere beni
kontrol etme yargılama izinleri veriyordum. Ve onlarda beni bir güzel
yargılıyorlardı ki yerlerde sürünmeye devam ediyordum.
Beğenilmeye,
farkında olunmaya açtım. Bunun içinde sürekli olarak hep etrafımdaki
insanlara beni yargılayın enerjisi gönderiyordum ancak bununla birlikte
yanında bonus olarak ben kendime güvenmiyorum enerjisi de gönderiyordum.
Ee tabiî ki bunun karşılığı ben daha da batıyordum.
Aileme
de bunu yapmıştım etrafımdaki diğer kişilere de bunu yapmıştım. Aslında
sokakta tanımadığım birçok kişiye bile bu yetkiyi vermiştim.
Örneğin
ben yatılı okulda okuduğum için tatillerde memlekette geldiğimde
mahallemde yürürken utanırdım. Sahip olduğum imkânlardan utanırdım.
Benim okulda sahip olduğum imkânlara ailem sahip olmadığı için güzel
giyinip gezersem insanlar beni ayıplayabilirlerdi, suçlayabilirlerdi.
Ben bundan çok korkuyordum.
Aslında
olan şuydu tanıdığım ya da tanımadığım belkide benden çok daha kötü
durumda olan bir mahalle insana beni yargılama izni veriyordum. Ve
onlara beni yargılama izni verdiğim için onlar yerine düşünüp sanki
bunlar onların düşünceleri gibi kendimi suçluyordum. Onları zihnimde
otorite yerine koyan bendim. Onlara zihnimi ele geçirmeleri için izin
veren bendim. Bunun farkına vardığımda bir anda kafamda şimşek çaktı
aslında ben korku çalışması yerine bu verdiğim izinleri iptal edersem
olay normale dönecekti. Korkumun kaynağı bunlardı.
Ve yukarıdaki çalışmalara başladım.
Dörtlü
nefes döngüsünü yaparken içimden 3 kez İsimlerini hatırladığım kişilere
ismen hatırlamadıklarıma ise genel bir izin iptali cümlesi tekrarladım.
Ahmet amcaya ailemle ilgili konularda vermiş olduğum beni yargılama, suçlama iznini iptal ediyorum ve siliyorum.
Üç kez bu sözü tekrarladıktan sonra içimden silme cümleleri olan “özür dilerim, beni affet, seni seviyorum” cümlelerini
10-15 saniye tekrar ettim. Genelde iki - üç nefes döngüsünde bu işi
tamamladım. Ve hissettiklerime baktığımda sonuç muhteşemdi o sahneyi
hatırladığımda artık rahatsızlık hissetmiyordum. Sonra aklıma gelen her
yerde devam etmeye başladım.
…….
..ya şu anki güzel giyinişimi ailemin kötü durumu ile ilişkilendirip
beni ayıplaması ve suçlaması için vermiş olduğum tüm izinleri iptal
ediyorum ve siliyorum.
…….. ya beni beğenmeleri beklentisi nedeniyle vermiş olduğum beni yargılama, suçlama hakkımda söz söyleme izinlerini iptal ediyorum ve siliyorum.
…….. ya …. davranışım nedeniyle vermiş olduğum beni yargılama, suçlama hakkımda söz söyleme izinlerini iptal ediyorum ve siliyorum.
Ve buna benzer birçok cümle ve aynı şekilde tekrarladım.
Devamında ailemle ilgili olarak düşünceleri temizlemek için kullandım
Aileme vermiş olduğum beni yargılama, suçlama iznini iptal ediyorum ve siliyorum.
Ailem tarafından bana verilmiş onları yargılama ve suçlama iznini iptal ediyorum ve onlara iade ediyorum.
Ailemle
ilgili olarak yapmam gerektiğini düşündüğüm olaylar nedeniyle kendimi
verdiğim kendimi yargılama, suçlama iznini iptal ediyorum ve siliyorum.
Çocukluğumda
hatırladığım birçok konu için bu çalışmaları yapmaya başladım. İzin
konusunda üç farklı izni verdiğimi fark ettim.
Birincisi karşımdaki kişiye vermiş olduğum benim üzerimde tasarruf etme, yargılama, suçlama vb. izin ve haklar.
İkincisi karşımdaki insanı yargılamak, suçlamak için kendime verdiğim izin ve haklar.
Üçüncüsü ise kendi kendimi yargılamak suçlamak için kendime verdiğim izin ve haklar.
Bu işlemi yaşadığım bir olayda nasıl kullandığımın örneği ile devam etmek istiyorum.
Ben
küçükken bulunduğum ilçede cumartesi günleri Pazar kurulur ve bende bu
pazarda yumurta satardım. Zaman zaman evde tavuklar dışında ördekler
olduğu içinde aynı zamanda pazarda satmaya ördek yumurtasıda
götürürdüm. Ancak insanlar ördek yumurtasına çok fazla talep
etmiyorlardı. Çocuk aklı ile bende ördek yumurtasının kötü, insanlara
ben zorla bir şey satıyorum diye rahatsız oluyordum. Yine bir
güvensizlik sorunu vardı. Aslında bu para ile yaşadığım bir sorundu. Bir
seferinde ben yumurtayı satmıştım adam geri getirip bana bağırıp
çağırmıştı. Buda bende rahatsızlık yarattı ondan sonra bir malzeme
satmak istediğimde sattığım mal defolu adam vazgeçecek korkusu
taşıyorum. İnsanlara bir malzeme satmak isterken kendi malzememden emin
olamama duygusuna sahip oldum. Arabamı satarken ya da bilgisayarımı
satarken hep bu duyguyu yaşıyordum.
Bu yeni sistemi bu konu üzerinde denedim. Sonuç gerçekten süperdi.
Olaya
yeni gözle bakmaya başladığımda, ben öncelikle kendime ördek
yumurtasının kötü olduğunu kabul izni veriyordum. Ördek yumurtasının
kötü olduğunu kabul ettiğimde ise ondan sonra pazardaki tüm insanlara
kendimi yargılama ve suçlama izni veriyordum. Ördek yumurtasının da
normal bir yumurta olabileceğini onu da seven kişilerin olabileceğini,
hatta diğer yumurtadan daha ucuza vererek alan insana maddi olarak fayda
bile sağladığımı, açık açık ördek yumurtası sattığımı söylemenin doğru
bir davranış biçimi olduğunu anlayamıyordum.
Ördek
yumurtasını defolu algıladığım için alan adama beni yargılama, suçlama
izni veriyordum. Çünkü benim elimdeki defolu malı alıp bana büyük iyilik
yapıyordu. Adam bana iyilik yaptığı için o adam benim üzerimde her
türlü tasarrufa sahipti. Bağırıp çağırabilirdi. Ben bütün bunları
farkında olmadan basit bir düşünceden yola çıkarak yapıyordum.
Ördek
yumurtası kötüdür. Kendime bu durumu kabullenme izni verdiğim için
devamında tanımadığım birçok kişiye üç kuruş kazanacağım diye ne izinler
veriyordum.
Çalışmayı yaptıkça birçok konuda izin vermiş olduğumu görüyordum. Verdiğim izinleri sildikçe yenisi aklıma geliyordu.
Yaptığım
şey ise dik olarak bir sandalyede oturmak, dört sayıda derin nefes
almak, bir süre tutmak, devamında gülümseyerek vermek ve bir süre
nefessiz beklemek, bunları yaparken de önce silmek istediğim düşünceleri
zihnimden 3 kez tekrarlamak devamında ise “özür dilerim, beni affet, seni seviyorum” cümlelerini tekrar etmekti.
Temizlik sonrasında ise aklıma gelen “ben değerliyim, ben kendimi olduğum gibi kabul ediyorum, ben kendimi seviyorum” gibi olumlu cümlelerinde ise “seni seviyorum, teşekkür ediyorum” cümlelerini tekrar etmek oldu.
Halis Bey
YanıtlaSilyine cok güzel yazilar eklemissiniz.Bir Ari gibi ince ince emek sarfederek bu güzel blogu besliyorsunuz.Tabi bizde bos durmuyor yazdiklarinizdan besleniyoruz :) Iyi ki varsiniz ve iyi ki blogunuz var...
iyi dilekleriniz için teşekkür ederim.
YanıtlaSilFaydalı olması benim için büyük mutluluk.
nasıl bir zamanda yardımımıma yetistiniz bilemezsiniz; seni seviyorum ve tesekkur ediyorum:)
YanıtlaSilÇok güzel bir paylaşım olmuş, yüreğinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim
YanıtlaSilçok teşekkür ederim inanın verdiğiniz bilgiler insanın hayatını değiştirecek nitelikte ve samimiyette buldum değeri hiçbir şeyle kıyaslanamaz her satırına paha biçilemez güzellikte...
YanıtlaSilTeşekkür ederim
YanıtlaSilHalis Bey,
YanıtlaSilBlogunuz gerçekten harika. Özellikle kişisel gelişim uygulamalarını deneyimleriniz ile paylaşmanız çok çok faydalı.
Tüm emek ve paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler.
Sevgiyle kalın..
Çok çok teşekkür ediyorum içten paylaşımlarınız için...
YanıtlaSilÇoğu zaman olumlar bana, ben olumlamalara bakarken bu işin böyle olmayacağını,bir şeyleri
değiştirmem gerekli olduğunu düşünür ancak bunun nasıl olacağını bilemezdim.Sizin paylaşımlarınızı örnekleyerek bende bende kendi hayatıma uyguluyorum ..
Sevgiyle
YanıtlaSilBirazdan deneyeceğim... çok teşekkür ederim
YanıtlaSilBurda ozur dilerim beni affet derken seslendiginiz kedimiziyiz.?
YanıtlaSil"Özür dilerim, beni affet" sözcükleri düşüncelerimiz tarafından üretilmiş uyumsuz olay için özür talebi gibi de sunulabilir. Ne de olsa bu olumsuz anıya sahip olduğumuzu bilmiyorduk ve sorunu kasıtlı olarak ortaya çıkarmadık. O halde, ilahi güce hitap ederek, bu hoş olmayan durumu yaratan hatalı düşüncelere sahip olduğumuz için bizi affetmesini isteriz. O anılarla aramızdaki bağı kesecek olan bu bağışlamadır. Bağışlamak özgürleştirir. Çok önemli bir unsurdur. Genellikle, sağlığın bağışlamayla başladığı söylenir.
YanıtlaSilArdından başka sihirli sözcükler gelir: 'Teşekkür ederim, seni seviyorum." Teşekkür etmek, bana neyi temizlemem gerektiğini gösteren yaşama teşekkür yollamaktır aynı zamanda hayatımda kendilerini gösterdikleri ve böylece bana onların farkına varıp onlardan özgürleşme fırsatı tanıdıkları için hatalı anılarıma da teşekkürdür. Ve tabii ki, ilahi güce teşekkür eder
"Seni seviyorum" sözleri yaratana, kendimize ve hatalı anılara yöneliktir. Aynı zamanda, bunları ancak ve ancak sevgiyle ışığa dönüştürebiliriz. Dolayısıyla, "affetme" kalbi açar.
"Teşekkür ederim, seni seviyorum" ilahi ışığın içimize girmesine ve hatalı anılarımızla bağlantılı olumsuz duygularımızı ve düşüncelerimizi dönüştürmeye izin verir. Sonra, bir kez bu enerjiler dönüştürüldüğünde, muazzam bir iç huzur hissederiz. Ve yeni oluşan bu boşlukta, bu sınırsız alanda, esinlenmeyi kabul edebiliriz. Bu esinlenme, doğrudan içimizde bulunan ilahi yanımızdan gelecektir
Hata Sende - E.kitap
Çekim Yasası ve Bilinçaltı Kayıt Dönüştürme Rehberi
Teşekkür ederim, sayfanızı yeni gördüm ve hemen çalışmayı uyguladım....
YanıtlaSilUzun bi zamandır yazılarınızın takipçisiyim. Mükemmel bi enerjiniz var ve ben bunu yazılarınızı okurken hissediyorum. Gerçekten bu yazıda çok önemli şeylere yer vermişsiniz. Size çok teşekkür ediyorum. Mutlu kalın. :)
YanıtlaSilFaydalı olmasına sevindim.
YanıtlaSilSevgiyle
Neredeyse kendimi bildim bileli tüm sorun kaynagi olmasada en önemli hayatımın sorunu hayati bana zehir eden durumu resmen herseyiyle tanimlamissiniz okurken o kadar mutlu oldum ki beni birinin anladigini ve bunun icin cozumler uretmeye bunu üşenmeden paylasmanizi gormek nasil mutlu etti anlatamam rastgele girmistim ama iyi ki girmisim lütfen yazmaya devam edin cok tesekkur ederim
YanıtlaSilKatkı olmasını diliyorum
SilHalis bey nefes ile izinleri kaldırmayı nasıl bir arada yapacagiz. Yani nefes verirkenmi cumleleri kuracağız. Orayı tam anlamadım.
YanıtlaSilBen boşluklarda yapıyorum.
SilÖnemli olan zihni sakinleştirmek ve onun devamında telkini vermek
Muhteşem bir yazı. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilBu çalışmanızı uyguladım. Sahne içinde önce korku dörtlüğünü kullandım. "Benim suçlanma korkum var. Suçlanma korkumu kabul ediyorum...vs." Z-hoponopono kodlaması zaten kullandığım bir teknikti. Sonra sahnedeki her bir kişiye teker teker onlara verdiğim beni suçlama izinlerini iptal ettim. Sahne rahatladı, ben rahatladım. Harika bir teknik. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilŞimdi suçlama enerjinin dönüşüp dönüşmediğine bakacağım. Eğer dönüşmediyse bu konu ile ilgili başka bir sahne de yeniden aynı uygulamayı yapacağım.
Alt alta çok mesaj oldu. Özür dilerim. Bir sorum vardı. Üsteki mesajıma eklemeyi unuttum. Sorum şu. Suçlanma iznini iptal ettik. Yerine z-point tekniği ile bir olumlama veya bir başka kayıt koymamız gerekmez mi?
YanıtlaSilYerine nasıl bir durumun oluşmasını istiyorsanız yüklemenizi tavsiye ederim.
SilHangi yöntem kolayınıza gelirse onu kullanım.
SilYani ne kadar muhteşemsiniz. İlerdebirşeyler yaparsam mutlaka ilk sizin adınızı söyleyecdğim. O hayatımı kurtardınız.
YanıtlaSilKatkı Olsun
Sil