Images

Olumlu Düşünce

Olumlu duygu ve düşüncelerin oranı ne kadar yüksek olursa ortak bilincin görüşü de o derece etkilenecek ve ortaya çıkan görüş birliği istenen olumlu sonuçlara yaklaşacaktır.

Sorumluluklarınızın ne kadar çok ve ne kadar önemli olduğunun farkındasınız. Ben tek başıma neyi değiştirebilirim ki demeyin. Siz tek başınıza tüm dünyanın değişimine muazzam katkıda bulunabilirsiniz.

Sizin kendi duygu ve düşüncelerinizde yapacağınız değişim ve duruşunuzdaki güç, önce çevrenizi güçlendirecek ve çevrenizle birlikte artan gücünüz de ortak bilinci güçlendirecektir. Çevrenizin çevresini de dikkate alın, farkedebiliyor musunuz sizin ufacık bir tohum olan duygu ve düşünceleriniz ne kadar genişliyor, büyüyor ve ne büyük sonuçlara sebep oluyor. Bir tohum sadece bir tohum değildir, içinde binlerce tohum barındıran yüzlerce tohumu saklar ve sonuçta milyonlarca tohumun çıkış noktası olarak devleşir.

Farkına varın gücünüzün ve değerini bilin. Siz ne kadar ayakta, canlı, neşeli, sevgi ve aşk dolu iseniz ortak bilince bunları katmaktasınız.

Ve biliyorsunuz ki sevgide, aşkta kalan neşeli canlar hiçbir cana zarar veremez, vicdanı uyanıktır ve hiçbir can zerresine kıyamaz. Neşe, sevgi, aşk daha fazla canın kurtulması, daha fazla uyanışın gerçekleşmesi demektir.

Tüm dert, tasa, kaygıların geçici olduğunu, kalanın sevgi, aşk, neşe olduğunu unutmayın.

Tüm tasaların kaygının ilacı neşedir, tüm düşmanlıkların ilacı sevgidir, aşktır. Bunlar hep bildiğiniz, hep söylediğiniz gerçekler ve şimdi bu gerçekleri daha fazla uygulama daha fazla hissetme zamanı.

Sevgi ve aşk yok etmez, sevgi ve aşk besler tüm duyguları ve düşünceleri ve her beslenen duygu ve düşünce daha da fazla sevgi ve aşk ile ortak bilince katılır ve büyür büyür ve sonunda sizi acıtan, yüreğinizi kanatan her şeyin eriyip gittiğini yok olduğunu görürsünüz.

Evet bunun için henüz zaman var ama bilin ki başladınız, eritmeye başladınız ve çok da zaman yok artık bitmesine.

Sizlere sevgide aşkta kaldığınız, huzur ve neşe dolu duruşlar diliyoruz.
Yazan:Nilgün Doğan
İndigo Dergisi
Images

Kadın Nedir Aslında?



Bir kadın çocuktur aslında. Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını. Ama hiçbir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini,dikkate alınmasını ist...er. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir kadın güçlüdür aslında.

Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadını gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
Bir kadın sevgilidir aslında.

İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay. kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir. Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.
Bir kadın yalnızdır aslında.

Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine,ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın çılgındır aslında.

Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz yaratıcılığını. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.

Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek. su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Images

Pozitif insanlar için 10 Güçlü ifade;


1. Hatalıyım
2. Özür dilerim

3. Bunu yapabilirsin

4. Sana inanıyorum

5. Seninle gurur duyuyorum

6. Teşekkür ederim

7. Sana ihtiyacım var

8. Sana güveniyorum

9. Sana saygı duyuyorum

10. Seni seviyorum


Kullanacağınız pozitif ifadelerle kendi hayatınızda ve İnsanların hayatında büyük bir fark yaratabilirsiniz!
Images

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet degil mi?

PROF. Üstün DÖKMEN "Yere düsen ekmegin üstüne basan insan görmedim ama yere düse...n insani tekmeleyen çok kisi gördüm" diyor... Saygili olmaktaki kusurlarimizi söyle anlatiyor:

- Birbirimize saygili olma konusunda 3 tip temel hatamiz var...

Avrupa'da yasayan vatandasimiz, orada yerlere çöp atmiyor ama Kapikule'den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya basliyor. Niye burada böyle yapiyorsun diye soruldugunda, herkes böyle yapiyor diyor. Kendi fikri olmayan insanin duruma göre hareket etmesidir bu.

Ikinci hatamiz, adama göre davranmamiz. Karsimizdaki adam iri yariysa, 'Buyur Abi', diyoruz, ufak tefekse, 'Ne var lan!' diyoruz. Oysa ki, insanlarin onuru birbirine esittir.

Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken 'Merhaba millet' diyoruz, degilse surat asiyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasin insanlara saygili davranmak zorundayiz.

Diyorum ki, yerdeki ekmege saygili olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayagiyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.

Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet degil mi?
Images

Bakış açısının önemi


Her şeye olumlu yaklaşmanın önemi, inkâr edilemez. Yarım bardak su olsa, olumlu bakan kimse, bardak yarısına kadar su ile dolu diyerek, mevcut olanı görür, yani iyi yönden bakar. Olumsuz zihniyetteki kimse ise, bu bardağın yarısı boştur diyerek, yok olanı görür, yani kötü yönden bakar.

Bir ayakkabı firması, bir pazarlamacısını ayakkabı satmak üzere Afrika’ya gönderir. Bu adam, Afrika dönüşünde; (Ne yazık ki, bir çift bile ayakkabı satamayız; çünkü Afrika’da hiç kimse ayakkabı giymiyor, ayakkabı nedir bilmiyor) der. Meseleyi iyi bilen patron, hemen ardından bakış açısı farklı, olaylara olumlu bakan bir pazarlamacıyı gönderir. Bu pazarlamacı, büyük bir heyecanla döner, patronun odasına girer; (Afrika'da hiç kimsenin ayakkabısı yok! Bunları ayakkabı giymeye alıştırdık mı, milyonlarca ayakkabı satarız) der.
Images

İçten Bir Gülümseme

İçten bir gülümseme, sevgi dolu bir yüreğin gözlerden yansımasıdır.
İçten bir gülümseme, kendimi ve sizleri seviyorum demektir.
İçten bir gülümseme, ben mutluyum ve sizinde mutlu olmanızı istiyorum demektir.
İçten bir gülümseme, verilebilecek en ucuz fakat en değerli armağandır.
İçten bir gülümseme, ona hasret kalanların ilacıdır.İçten bir gülümseme, gönüller arasına sevgiden inşa edilmiş köprüdür.
İçten bir gülümseme, insanın ruhunda açan çiçeklerin evrene sunulmasıdır.
İçten bir gülümseme, içimde karanlığa yer yok demektir.
İçten bir gülümseme, anı yaşayarak aydınlanmaktır.
İçten bir gülümseme, paranın satın alamayacağı kadar büyük bir güce sahip olmaktır.
İçten bir gülümseme, hem kendimize hem evrene yapılan en büyük hizmettir.
Images

HAYAT BAŞARISINI EMPATİ BELİRLİYOR

Bir konuşmada iş adamlarına sordum. ......“Tahminim buradaki çoğu kişi ticarette başarılı olmuş kişiler. (Ticarette başarı ölçütünü para kazanmak olarak alıyorum.) Sizce bu başarıyı getiren en önemli özellik ne?”

İki yanıt önplana çıktı: disiplinli çalışmak ve ilişkiler. Birincisi sizin kendinizle olan ilişkiniz (hedef doğrultusunda çalışmak-,ikincisi diğer insanlarla (onları anlamak).

Hayat başarısı

Doğan Hoca (Cüceloğlu) bir sohbetimizde bana şunu söylemişti.

“Ailelere soruyorum.
- Çocuğunuz okulda başarılı olmasını ister misiniz?
- Evet.
- Okulda mı başarılı olmasını istersiniz, iş hayatında mı?
- İş hayatında.
- İş hayatında mı başarılı olmasını isterseniz, hayatta mı?
- Hayatta.”

Hayatta başarılı olmanın en önemli iki tane olmazsa olmazı, disiplinli çalışmak ve empati. Bu ikisinden bir tanesi eksik olunca, hayat başarısı zor geliyor.

Bu kadar önemli bir özelliğin okullarda neden okutulmadığına şaşıyorum zaten. Bunları öğretmek aileye düşüyor.

Aile nasıl öğretmeli?

Biliyoruz ki bazı çocukların empati yeteneği daha gelişmiş. Farkı yaratan kim? Tabii ki aile.

(Zaten bence okula çocuklar değil, aileler gitmeli. Ailenin çocuk üzerindeki etkisi, okulun etkisine göre kat kat daha fazla.)

California Üniversitesinden Ross Thompson bir deneyde aileleri ikiye ayırıyor: empati yeteneği yüksek çocuklara sahip olanlar ve empati yeteneği düşük çocuklara sahip olanlar.

Hikaye okuma

Thompson, iki gruptaki ailelere de kelimeler veriyor ve çocuklarına o kelimeler ile bir hikaye uydurup, anlatmasını istiyor. Bu sırada anlatılan hikayeler kaydediliyor ve daha sonra inceleniyor.

Empati yeteneği yüksek çocuklara sahip olan aileler daha uzun hikaye anlatıyor ve hikayede oluşturdukları karakterlerin bakış açılarını detaylı şekilde aktarıyor.

Diğer gruptaki aileler sadece olaylar anlatıyor. Karekterlerin bakış açılarını çok yansıtmıyor.

Sorunlu bir olay

Gerçek hayatta çocuklarıyla ilişkleri de mi böyle diye merak ediyor, Thompson. Çocuğunuz sebebiyet verdiği bir sorunu ya da olayı anlatınız, diyor.

Empati yenetegi yüksek olan çocukların aileleri olayı anlatırken hem kendi bakış açılarını hem de çocuklarının bakış açısını aktarıyor.

Diğer grup sadece kendi bakış açısını anlatıyor. Ailenin empatiden uzak tarzı tabii ki çocuğa yansıyor.

Onun için ailelerin tutumu ve örnek olması çok önemli.

Saldırgan ve daha az başarılı

Empati yeteneği düşük çocuklarla ilgili başka bulgular da var.

Daha saldırgan oluyorlar ve derslerde daha az başarılılar.

Neden saldırgan?

Çünkü karşı tarafının bakış açısını anlayamadığı için kendini haklı görüyor ve sorun çıkartıyor.

Neden daha az başarılı?

Çünkü empati sahip olmak, güçlü zihinsel beceri gerektiriyor. Empati yapan kişi kendi görüşünü ve varsayımını bir süre rafa kaldırıyor, karşı tarafın düşüncesini tartıyor, durumu onun açısından hayal ediyor, ve iki taraflı bir sonuç çıkartıyor. Bütün bunlar hep zihinsel beceri gerektiriyor.

Zihinsel becerisi yüksek olan çocuk da başarılı oluyor.

Nasıl empati gelişir?

Çocuk bir sorunla geldiğinde verilen yanıtlar çok önemli.

“Anne, canım sıkkın. Sınavdan düşük not aldım.”

- Sorun değil oğlum. Sıkma canını.
- Bir dahasında daha iyi yaparsın.
- Üzüldüğün şeye bak. Alt tarafı bir sınav.

Bu ifadelerin hepsi destek ifadeleri gibi görünse de hiçbirinde empati yok. Tam tersi (sırasıyla) sorunu örtme, baskı ve hissedilen duygunun gereksizligi üzerine vurgu var.

Çocuğun nasıl hissetigini ve bu sürece ne yol açtığını tartışmak en iyisi.

Özgür Bolat