Hepimizin
filmlerden aşina olduğu hipnoz nedir? Benim de bu konuda bilgi sahibi
olduğum söylenemez ama bir çeşit profesyonel uygulama ile kişinin
bilinçaltına inildiğini ve hipnoz altındaki dimağıdan istenen bilginin
elde edildiği veya istenilen bilginin bilincin süzgecine takılmadan
zihne gönderildiği özel bir psikolojik haldir. Bildiğim kadarıyla hipnoz
modern psikolojide halen başarıyla kullanılıyor. Elbette kişi bu
uygulamaya kendi rızasıyla giriyor. Ancak hipnoza benzer bir yöntemin
hemen hergün korunmasızca etkisi altında olduğumuzun farkında mısınız?
İster
ticari anlamda olsun isterse ideolojik, bir fikri insanlara empoze
etmek için kullanılan materyal ve yöntemler reklamdır. Film, afiş, logo
vb birçok reklam malzemesi başta televizyon ve hızlı bir ivmeyle artan
şekilde bilgisayar ve diğer iletişim araçları vasıtasıyla görsel ve
işitsel iletilerle bilnçaltımıza kontrol edemeyeceğimiz mesajlar
gönderiyor. Çünkü normal bir reklamda bir ürün tanıtılır ve size sadece
bir dahaki alış-verişinizde bu ürünün de seçenekler arasında olduğunu
hatırlamanız mesajı verilir. Reklamda kullanılan bütün o abartılı
özelliklerine ve şahşahasına rağmen basit bir mantıksal süreçle
ürünü diğerleriyle kıyaslar ve bir seçim yaparsınız. Oysa subliminal
reklamcılıkta mesajlar gizlidir ve dikkatli incelenmediği takdirde fark
edilemez. Ancak ilk yazımda da bahsettiğim gibi fark etmemeniz
algılamadığınız anlamına gelmez. İşin önemli yanı ise bir kez daha
tekrarlayacağım gibi subliminal mesajları değerlendirememizdir.
Şimdi biraz daha somut konuşalım. İlk kez 1900'lü yılların başında Amerikalı psikoloji profesörü Knight Dunlap, şuurla algılanamayan gizli gölgeler vasıtasıyla aynı uzunluktaki iki çizginin farklı algılanmasını sağladığında bilinçaltına gönderilen gizli mesajların etkisi kavrandı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı ise bugün 25. kare olarak bilinen metodu uyguladı. Sinema salonunda yaptığı deneyde filmin içine aralıklarla tekrarlayan saliselik kareler yerleştirdi. Sinema izleyicisi filmi izlerken hiç fark etmediği "Kola iç!" ve "Patlamış mısır ye!" subliminal mesajlarına maruz kalıyordu. Sonuç şaşırtıcıydı: kola satışları % 18.1 ve mısır satışları % 57.7 artmıştı. Bunlara benzer denemeler on yıllar boyunca çoğunlukla gizlilik içerisinde devam etti. Çok ilginç bir başka örnek ise şudur: Marlboro firması ilk kurulduğu yıllarda işler iyi gitmez ve şirket iflasın eşiğindedir. Sonra birisi çıkagelir ve yönetim kuruluna "Satışları bir ayda üç katına çıkarmam karşılığında şirketin yüzde elli ortağı olurum," der. Çaresizlik içindeki yöneticiler merakla teklifi kabul ederler. Adam depolardaki boş Marlboro kutularını ayaklarıyla ezdirtip uçakla gök yüzünden şehirlerin üzerine boşaltır. Boş Marlboro kutularının bilinçaltı etkisi sigara içicilerini "Bu kadar çok içildiğine göre..." mesajıyla Marlboro satın almaya yönlendirir. O ayki satışlar adamın vaad ettiğinden bile fazla gerçekleşince adam şirkete ortak olur. İşte o adam Philip Morris'tir.
Şimdi biraz daha somut konuşalım. İlk kez 1900'lü yılların başında Amerikalı psikoloji profesörü Knight Dunlap, şuurla algılanamayan gizli gölgeler vasıtasıyla aynı uzunluktaki iki çizginin farklı algılanmasını sağladığında bilinçaltına gönderilen gizli mesajların etkisi kavrandı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı ise bugün 25. kare olarak bilinen metodu uyguladı. Sinema salonunda yaptığı deneyde filmin içine aralıklarla tekrarlayan saliselik kareler yerleştirdi. Sinema izleyicisi filmi izlerken hiç fark etmediği "Kola iç!" ve "Patlamış mısır ye!" subliminal mesajlarına maruz kalıyordu. Sonuç şaşırtıcıydı: kola satışları % 18.1 ve mısır satışları % 57.7 artmıştı. Bunlara benzer denemeler on yıllar boyunca çoğunlukla gizlilik içerisinde devam etti. Çok ilginç bir başka örnek ise şudur: Marlboro firması ilk kurulduğu yıllarda işler iyi gitmez ve şirket iflasın eşiğindedir. Sonra birisi çıkagelir ve yönetim kuruluna "Satışları bir ayda üç katına çıkarmam karşılığında şirketin yüzde elli ortağı olurum," der. Çaresizlik içindeki yöneticiler merakla teklifi kabul ederler. Adam depolardaki boş Marlboro kutularını ayaklarıyla ezdirtip uçakla gök yüzünden şehirlerin üzerine boşaltır. Boş Marlboro kutularının bilinçaltı etkisi sigara içicilerini "Bu kadar çok içildiğine göre..." mesajıyla Marlboro satın almaya yönlendirir. O ayki satışlar adamın vaad ettiğinden bile fazla gerçekleşince adam şirkete ortak olur. İşte o adam Philip Morris'tir.
Bilinçaltı mesajlar bugün ister ticari amaçla olsun isterse başka amaçlarla, birçok medya aracılığıyla uygulanmakta. Yazıyı yorumlarıma boğmadan gerçek örnekler vermeye devam ediyorum:
Irak'ın ABD tarafından işgali sizce de beklenenden daha kolay gerçekleşmedi mi? Aslında burada da subliminal mesaj uygulaması var. İşgalden önceki yaklaşık bir yıl boyunca Irak radyolarında özellikle de Kur'an yayınlarının altında çok düşük frekanslı "Direnmeniz faydasız!" gibi mesajlar bilinçaltına yönlendirilmiştir. İşitsel bilinçaltı mesajları bunun gibi birçok örnek içerir: Mesela Disney'in ünlü çizgi filmi Alaaddin'de çalınan şarkılardan birinde bir erkek sesi çok hızla "Elbiselerini çıkar!" mesajını verir. Bazı rock şarkılarında şarkı sözleri tersten okunduğunda satanist mesajlar içerir.
Görsel
subliminal mesajlarda özellikle iki imge önem kazanır. İnsanoğlu diğer
tüm canlılar gibi yaşam ve ölüm kavramlarına özellikle duyarlıdır ve
dolayısıyla bilinçaltlarımızda bu iki kavramı çağırıştıran ögelere daha
hassastır. Yani ölüm veya yaşam ile ilişkili ögelerle birlikte sunulan ürün bilinçaltına daha çok hitap eder. Bu yüzden özellikle yaşam, onun kaynağı doğum ve onun aracı olan cinsellik subliminal reklamcılıkta özellikle tercih edilir.
Alıntıdır
0 yorum: