Parasal
bir hedef amaçlayarak başladığım çalışma farklı bir boyuta gelmişti.
Ama sonraki günlerde kendimle ilgili yaptığım keşfin asıl hedefimle
bağlantılı olduğunu görmem müthiş heyecanlandırmıştı. Bu keşif parasal
blokajlarımın sebeplerinden birisiydi
Bu
keşif benim ailemle aramdaki buzların erimesini sağlayan bir keşif
oldu. Ben aile dizimi çalışmaları esnasında en küçük ağabeyimle ilgili
konuları çözümlerken bir konuya takıldım. Ağabeyim bir para
alışverişimiz olmuştu. Ağabeyim yurtdışından saklamam için bana bir
miktar para göndermişti. Ve uzun bir süre yurtdışından dönmedi. Parayı
dolar olarak uzun bir süre sakladım ve daha sonra ev alımı için kendi
paramla birlikte kullandım. Para evin bedelinin 3’te birine yakındı.
Aradan yıllar geçtikten sonra ağabeyimin paraya ihtiyacı olduğunda evi
satıp evin 3’te biri olan parayı iade ettim.
Bununla
ilgi konuları çalışırken bir şey dikkatimi çekti, ben evi kendi evimmiş
sahiplenemiyordum. Öylesine değersiz bir şey ya da emanet bir şey
muamelesi yapıyordum. Evin yeri güzeldi. Kiracı sorunu yoktu ama ben o
ev gerçek anlamda benimmiş gibi hissedemiyordum. Bu durumu irdelemeye
başladım. Neden ben bu şekilde düşünüyorum diye.
Ve
birden bir şey çıktı önüme ben ev aldığımı o zamanlar ailemden
saklamıştım. Söylediğimde tam değerini de söylemiştim. Ailemden
sakladığım ve kendimi suçladığım içinde sahiplenemiyordum. Bu durumu
irdelemeye başladığımda bu seferde ben ailemden fazla paraya sahip
olmakla ilgili sıkıntım olduğunu gördüm. Ben ailemden fazla para
kazandığım için utanıyordum.
Ben
ailemden fazla para kazandığım için neden utanıyorum dediğimde bir
önceki yazımda anlattığım durum ortaya çıkmıştı. Kendimi aileme karşı
borçlu hissediyordum. Beni yedirip, içirip, besleyip büyütmüşlerdi.
Borçlu hissettiğim için ben onlara bu borcu ödemem gerekiyordu. Borcu
ödemediğim içinde bu durum beni rahatsız ediyordu. Ailemi kendi zihnimde
tasarladığım dünyada yaşatamadığım içinde ayrı bir rahatsızlık vardı.
Yine başa dönmüştüm. Olay tekrar sarmal olmuştu, borçluluk duygusu, yeterince yardım etmeme duygusu yine kıskaca almıştı beni.
Tam
bu sırada bir şeyi fark ettim. Bu durumun çözümü yine bendeydi ve kendi
yaşantıma baktım. Benimde çocuklarım vardı. Bende bir babaydım ve ailem
vardı. Bir baba olarak neler yaptığıma ve beklentilerime baktım.
Çocuklarımın
iyi bir yerde okumaları için hiçbir şeyden kaçınmıyordum. Kızımı
imkânlarım ölçüsünde en iyi dershaneye, oğlumu özel okula gönderiyordum.
Onlara harcadığım para beni rahatsız etmiyordu. Ama zaman zaman
çocukların kendi başlarına bir şey almak istemeleri beni rahatsız
ediyordu. Bir tarafta binlerce liralık eğitim yatırımı diğer tarafta
30-50 TL’lik eşya yada yemek.
İşte
o zaman aradaki farkı gördüm. Ben ne yapıyorsam kendim için yapıyordum.
Kendim için yaptığım harcamalardan dolayı rahatsızlık duymuyordum.
Çocuklarıma en iyi eğitimi almaları için kesenin ağzını açmam aslında
onların kendi ayakları üzerinde durabilecek ve iyi hayat sürecekleri
maddi imkânlara kavuşması içindi. O zaman bana muhtaç olmayacaklar benim
başıma bela olmayacaklardı. Benden ilave bir şey istemeyeceklerdi.
Bende özgür ve rahat bir yaşam sürdürecektim.
Yaptığım her şey benim kendimi tatmin etmem içindi. Onlar için yaptığım harcamalar aslında onlar için değil kendi beklentilerim içindi.
Bunları fark edince kendime şunu sordum; “benim çocuklarımdan ne beklentim var.”
Bu kadar harcama sonrası onların bana borçlu olduğunu düşünüyor muyum? Hayır.
Çünkü
her şeyi ben istediğim için yapmıştım. Kendi istediğim için yaptığım
şeylerden dolayı çocuklarımı sorumlu tutmak tam bir bencillik olurdu.
Bunu
fark edince ailemle yaşadığım duruma geri döndüm. Bu dünyaya gelmeyi
ben istememiştim. Onlar istemişti. Çocuk sevgilerini tatmin etmek için.
Beni dünyaya getirdikleri için kendileri sorumluluk duyuyorlardı beni
beslemek zorundaydılar, bana bakıp benimle ilgilenmek zorundaydılar.
Yaptıkları her şeyi kendileri için yapmışlardı. Benim bir an önce iş
sahibi olarak onlardan ayrılmamı ve onlara yük olmamamı istiyorlardı.
Diğer ağabeylerim bu konuda onları çok yormuştu çünkü. Aslında ben
onları yormadan kolayca kendi hayat yolumu çizmiştim.
Benim
yuvadan özgürleşip kendi yuvamı kurmam ve onların omuzlarında yük
olmayı bırakmam onların istediği olan bir şeydi. Aynı zamanda onların
çocukları olarak benim başarılı olmam, onlar için gurur kaynağıydı.
Onlar
bana kendim için bir şeyler yapmamı telkin ederken ben tam tersi
geçmişe takılı kalmış, onları kendimce rezil diye tanımladığım o
hayattan kurtarmayı planlıyordum.
Bu
senaryoda birazda bencillik vardı. Ailemin yaşantısı düzelirse kızlar
beni daha fazla beğenir diye. Ama sonuçta benim aldığım maaş kısıtlı idi
hem benim geleceğim hem de aileme benim hayal ettiğim yaşantıyı
sağlayacak miktardan uzaktı.
Ailede
benimle birlikte 4 erkek kardeş vardı. Kendi düşüncemle onların da
sorumluluğunu kendi üstüme almış, süper kahraman olmam gerektiği
konusunda kendime görev vermiştim. Hayallerimde kendi kendimi ailemin
benden böyle beklentisi var diye kendimi şartlandırmıştım. Diğer
kardeşlerimin ya da ailemin kendi yaşamlarını seçme özgürlüğü olduğu
onlardan sorumlu olamayacağımı kabul edemiyordum. Bu durum beni çıkmaza
sokuyordu. Ve onlara yardım etmek yerine ev aldığım için kendimi
suçluyordum.
Sonuçta
ben kendimi başarısızlıkla suçladığım için zihnimde annemin, babamın ve
kardeşlerimin beni yargılamalarına, suçlamalarına izin veriyordum.
Onların beni yargıladığını düşündükçe de kendimi daha fazla kıskaçta
hissediyordum.
Bunları
fark ettiğim anda olayın tüm enerjisi değişti. Ve çalışmaya başladım.
Kendi kendime verdiğim kurtarıcı Süpermen görevlerini iptal ettim.
Devamında
kendi yazdığım senaryodan dolayı aileme verdiğim beni yargılama,
suçlama, hayatıma müdahale etme, yaşantım üzerinde tasarrufta bulunma
gibi birçok konudaki izinleri teker iptal ettim.
Aile bireylerinin bana verdiğini düşündüğüm sorumlulukları iade ettim.
Kendimi borçlu hissetmem ve beklentilerim karşılığında onların bana sorumluk yüklemelerine vermiş olduğum izinleri iptal ettim.
Kendi borçlu hissetmem nedeniyle onların beni yargılamalarına verdiğim izinleri iptal ettim.
Onların hayatlarının sorumluluklarını almam konusunda kendime yaptığım görevlendirmeleri iptal ettim.
Senaryomdaki
izinleri iptal edip kendime yüklediğim yükleri temizledikçe büyük bir
hafifleme oluşmuştu. Çalışma sonrasındaki birkaç gün benim için müthiş
rahatlatıcıydı.
Ben
bu çalışmaya parasal amaçlı başlamıştım. Ancak yaptığım imgelemde olay
aileye dayanmıştı. İlk günlerde bağlantı yok gibi görünüyordu ama soğan
zarları tek tek soyuldukça doru çalışma olduğu ortaya çıkmıştı.
Benim parasal blokajlarımın bir kısmı buradan kaynaklanıyordu.
Ben
yıllarca ailemden fazla para kazanmayı kabullenememiştim. Onlara olan
borcumu ödemeden harcama yapmak bir şeyler sahibi olmak beni rahatsız
ediyordu. Diğer taraftan da süper kahraman olarak aileme harcama yapmam
lazımdı bunu da reel anlamda istemiyordum. Çocukluk çağlarımdaki
ailedeki parasal sorunların yansıması olarak kıtlık korkusu, yetmezlik
korkusu da beni rahatsız ediyordu.
Bu
şartlar altında ben kendi kendimi fazla kazanmamak için frenliyordum.
Kendi kendime blokaj koymuştum. Yaptığım imgeleme çalışması ise işlevini
yerine getirmişti. Yol üzerindeki esasa engeli görmemi sağlamıştı. Ve o
engeli kaldırmamı sağlamıştı.
Bu
çalışmayı yaptıktan sonra aile dizimi çalışmasındaki ailemin bana
bakışları da değişmişti. Ben beni tutan bana rahatsızlık veren şeyleri
görüp bırakınca daha önce beni kıskaca alan konu olan affetme konusunu
çözümlemiştim.
Kendimi ve Ailemi affetmiştim.
Herkese
kendi sorumluluklarını iade edip herkesin kendi seçtiği yaşamı
yaşamaları için özgür bırakırken kendimi de özgür bırakmıştım.
Sevgiyle.
Halis Şhnr.
0 yorum: