Bugün internette gezinirken bulduğum ve Berna Özcan Demir 'e
ait olan güzel bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizinle.
" Özellikle duygusal ilişkilerimizde hepimiz daha
fazla sevilmek, mutlu olmak ve değer görmek isteriz. Özel olduğumuzu bize
hissettirecek, yanında kendimizi iyi hissedeceğimiz ve sevgi dolu bir eş bir
çok insanın hayalidir. İlişkilerde veya evlilikte mutlu olmak bazı insanlar
için şans ya da kısmetle ilgili bir durumdur. Mutlu bir evliliği olanları
şanslı insanlar olarak görüp bu kişilere özenirler ve neden kendileri için
doğru insanı bulamadıklarını düşünürler. Oysa gerçek bundan oldukça farklıdır
aslında herkes kendisi için en doğru insanı bulur. Bilinçaltınız kendinizle
ilgili hangi inançlara sahipse bu inançların onaylanmasını isteyecektir ve bu
inançlara uygun insanları otomatik olarak hayatınıza çekmenizi sağlayacaktır.
Eşinizden sevgi görmek istiyorsanız ama size ihtiyaç duyduğunuz sevgiyi
göstermiyorsa büyük olasılıkla bilinçaltınızda “ Ben sevilmeyi hak etmiyorum”
inancı vardır. Bilinçaltı sahip olduğu inanca en uygun titreşimdeki insanı yani
aslında sizin için doğru insanı seçmiştir ve size sevilmediğinizi hissettirecek
bir eşle birliktesinizdir. Aslında birlikte olduğunuz insan sizin için en doğru
insandır sadece siz bunun farkında değilsinizdir. Dışımız içimizi gösteren
büyük bir ayna gibidir, eğer hayatınıza bakarsanız içinizde nelerin olduğunu
kolaylıkla görebilirsiniz. Yalnızsanız ve sizi mutlu edecek doğru insanı bir
türlü bulamıyorsanız kendinizi sevmeme, iyi ve güzel şeyleri hak etmeme,
kendinize değer vermeme gibi olumsuz inançların yanı sıra ilişkilerle ilgili
daha farklı olumsuz inanç kayıtlarına da sahip olabilirsiniz.
Bu olumsuz inançlardan bazılarına göz atarsak;
Allah çirkin şansı versin, güzellerde kısmet olmaz – Eğer güzel olduğunuza inanıyorsanız ve bu inancınızda
varsa yalnız kalmaya adaysınız demektir.
Evlilik aşkı öldürüyor – Eğer bu inanca sahipseniz aşık olduğunuz insanla
evlenmeyi bilinçsiz olarak reddedersiniz ve evilik noktasına gelince onu
kaybetme korkunuz onu gerçekten kaybetmenize yol açar.
Bütün erkekler aldatır – Bu inanca sahip olan bir kadın ihanet korkusu yaşar ve
bilinçsizce ihanete uğramamak için mutlu bir evliliği kendisinden uzaklaştırır.
Evililik insanın hayatını kısıtlar – Olumsuz inançlardan bir tanesi de evlenince
özgürlüğünü kaybetme korkusudur ki bu inanç kadınlarda da erkeklerde de sıkça
görülür. Bu inanca sahip olan bir insan esir olma korkusu da yaşar ve kendisini
esir edecek ilişkilerden uzak durur. Bilinç düzeyinde evlenmek, mutlu bir aile
kurmak istiyor olabilir ama bilinçaltı onaylanma yasası gereği bu isteğini
tatmin etmeyecek insanları hayatına çeker.
Her zaman daha iyisi vardır – Bu inanca sahip olan bir kişi elindeki ilişkinin
güzelliklerine odaklanmak yerine sürekli daha farklı olanı daha iyi olanı
bilinçsizce arar ve bulduğunu sanınca ilişkisini bitirir. Bulamazsa da bir gün
karşısına en iyisinin çıkacağı beklentisi ile yalnız kalmayı tercih edebilir.
Bunlar gibi bir çok olumsuz inanç sayabilirim ancak
sanırım temel mantığı anladınız. Bilinçaltınızdaki kısıtlayıcı inançlar veya
korkular hayatınıza bu inançları destekleyecek insanları çekiyor. Bu durumda
ilişkilerinizde ya da evliliğinizde istediğiniz mutluluğu bulmanız kolay
olmayacaktır. Peki bu durumu değiştirmek için ne yapabiliriz. Öncelikle en
önemli konu kendinizi sevmeniz, sevilmeyi hak ettiğinize inanmanız ve iyi
şeyler yaşamak için kendinize izin vermenizdir. Siz kendinizi olduğunuz gibi
kabul ettiğiniz ve sevdiğiniz zaman hayatınıza sizi olduğunuz gibi kabul eden
ve seven insanlar gelecektir. Siz kendinize değer verdiğiniz zaman size değer
veren insanların tireşimi ile uyumlu olacaksınız ve otomatik olarak bu kişileri
hayatınıza çekeceksiniz. Önemli olan kendi içinizde kendinizle ilgili sahip
olduğunuz inançlardır unutmayın dışınız içinizin sadece bir aynasıdır.
İlişkilerle ilgili en sık yapılan hatalardan birisi de
başka birisine karşı güçlü romantik duygular hissederken hayatınıza yeni
birisinin girmesini beklemektir. Geçmişte kalan hala unutamadığınız ve size
hala güçlü duygular hissettiren birisi varsa bu kişinin sizin üzerinizdeki
enerjisi yeni bir ilişkinin hayatınza girmesine engel olacaktır. Evren boşluk
sevmez her noktası tamamen enerji doludur. Sizin aşk hayatınızla ilgili alanlar
zaten doluysa yeni birisinin gelmesi mümkün değildir. Yeniye yer açmak için
eskiyi yaşamınızdan, aklınızdan ve duygularınızdan uzaklaştırmanız gereklidir.
Bu yapılması gereken bir şeydir aksi halde mutlu bir ilişkiyi hayatınıza kabul
etmeniz mümkün olmayacaktır.
Hayatınızda yeni birisi için yer açmak kadar önemli
olan bir diğer konu gerçekten yaşamınızda birisini isteyip istemediğinizdir.
Gerçekten yeni bir ilişkiye veya evliliğe hazırmısınız? Bunu kalbinizden
istiyor musunuz? Yoksa sadece ailenizin ya da toplumun beklentilerini mi yerine
getirmeye çalışıyorsunuz? Eğer gerçekten böyle bir ilişki istemiyorsanız bu
durumda bilinç düzeyinde istediğinizi düşünseniz bile bilinçsizce size uygun
olmayan insanları çekersiniz ve sonra da ben istedim ama olmadı dersiniz. Bazen
insanlar kendilerine bir şeyin mümkün olmayacağını ispat etmek için bilinçsizce
bir çok kereler olumsuz deneyimler yaşamayı seçebiliyorlar. Bu nedenle
gerçekten ne istediğinizi bilmek çok önemlidir.
Yine aileden ayrılma, onları terk etme ve yalnız
bırakma korkusu bir çok insan için evliliğe engel oluşturan bir duygu
durumudur. Ailesine karşı maddi ya da manevi sorumlulukları olduğunu düşünen
kişi evlenip evden gitmekle ilgili suçluluk duyguları geliştirebiliyor ve
evliliği istediğini söylese de aslında evililik bilinçaltının kesinlikle
reddettiği bir durum haline geliyor. Daha sonra bilindik senaryolar tekrar
etmeye başlıyor ya uygunsuz insanları hayatına çekiyor ya evlilik düşünmeyen
kişileri buluyor veya sürekli sorunlu ilişkiler yaşıyor. Eğer ailenize karşı
maddi veya manevi sorumluluklarınız varsa ve bunlar sizin için çok önemliyse
onları yalnız bırakmanız durumunda kendinizi iyi hissetmeyecekseniz evlenmekle
ilgili suçluluk duygularınız olabilir. Bu durumda bu konuya odaklanmalı ve en
azından evlenmeniz durumunda neler yapabileceğiniz, ailenizi nasıl
destekleyebileceğinizle ilgili alternatif planlar yapmalısınız. Sadece bunları
planlamak için sizin için rahatlatıcı olabilir ve evlilik konusundaki baskıyı
üzerinizden kaldırabilir.
Eğer geçmişinizde herhangi bir kişiyle olumsuz veya
travmatik bir ilişkiniz, evliliğiniz olduysa ve bu ilişki bilinçaltınızın
olumsuz inançlara sahip olmasını sağladıysa bu durumda yeniden zarar görme
korkunuz olabilir. Doğal olarak korkunuzu onaylayacak insanları hayatınıza
çekme ihtimaliniz de bu durumda artacaktır. Bu korku hem sizin kendinizi
korumak için karşı cinsten uzaklaşmanıza yol açabilir hem de yeniden yanlış bir
insana bağlanmanıza neden olabilir. Eğer geçmişinizde böyle travmatik bir
ilişki olduysa bunun etkilerinden kurtulmanız çok önemlidir. Bunun için farklı
seçenekleri değerlendirebilirsiniz ancak en önemli konu güvende olduğunuza
bilinçaltı düzeyde inanmanızdır. “ Hayatıma sadece iyi insanları kabul
ediyorum, tamamen güvendeyim ve korunuyorum” şeklinde bir olumlama ile
çalışmanızı öneririm. Bu olumlama ile bilinçaltınıza gireceğiniz yeni kayıt geçmişin
izlerinden kurtulmanıza da yardım edecektir.
Hayatınıza doğru insanı çekmek mutlu bir ilişki veya
evlilik yaşamak için önce kendinizi değiştirmelisiniz. Siz mutlu ve keyifli bir
insansanız hayatınıza mutlu ve keyifli insanlar gelecektir. Siz kendinizi seviyorsanız
hayatınıza sizi sevecek birisini kabul edebilirsiniz. Kendinizi değiştirmeden
aynı sorunları hayatınıza çekeceğinize göre mutlu bir ilişki için kendinizi
değiştirmeye odaklanmanızı öneririm. Bunun için de evlilikle ilgili olumsuz
inançlarınızı tespit edebilir daha sonra Refah içinde bir yaşam sürdürme
rehberinde verdiğim inanç değiştirme çalışması ve olumlamalar ile bunları
değiştirmek için çalışabilirsiniz. Yine bildiğiniz farklı teknikler varsa
bunları da kullanarak eski ve olumsuz inançlarınızdan kurtularak yeni ve olumlu
inançlar edinebilirsiniz. Siz değiştiğiniz zaman tüm evreninizin değiştiğini
görecek ve yeni versiyonunuza uygun insanların hayatınıza şaşırtıcı şekillerde
geldiğine tanık olacaksınız. "
Berna Özcan Demir
0 yorum: