Çekim yasası ile ilgili olarak yapmış olduğum bir çalışmanın ayrıntısını anlatmak istiyorum.
İstediğimi
elde etmedeki en büyük engelin bilinçaltım olduğunu keşfettikten sonra
bu konuda çalışmalara başlamıştım. Bu konuda birçok tekniği kullandım.
Reiki, EFT Duygusal Özgürleştirme Tekniği, İçsel Temizlik, Egoyu ikna
çalışması ve Z.Ponopono kullandığım tekniklerden bazılarıdır.
Çekim
yasası ile ilgili çalışırken kendimle ilgili koymuş olduğum hedeflerden
bir tanesi zengin olmaktı. Bahçeli havuzlu bir villa, lüks bir araba ve
her istediğime yeten sürekli bir gelir ve bolluk ve bereket içerisinde
bir yaşam. Aslında bu birçoklarımızın hayali buna benzer şeyler olduğuna
eminim.
Bu konuyu çekim yasasında nasıl çalıştırabilirim diye düşündüm. Her gün yukarıda belirttiğim konularda imgeleme yapıyordum ama bir yerlerde bir şey eksikti yaptığım imgeleme yeterli gelmiyordu. Birde aynı zamanda imgeleme yaparken ben o imgeleme yaptığım alana ait hissedemiyordum kendimi. Bunun üzerinde düşünürken aslında benim bu kadar zenginliği kaldıracak zihin yapısına sahip olmadığımı anladım. Bu konuda bir kitapta okuduğum bir söz aklıma geldi.
Bu konuyu çekim yasasında nasıl çalıştırabilirim diye düşündüm. Her gün yukarıda belirttiğim konularda imgeleme yapıyordum ama bir yerlerde bir şey eksikti yaptığım imgeleme yeterli gelmiyordu. Birde aynı zamanda imgeleme yaparken ben o imgeleme yaptığım alana ait hissedemiyordum kendimi. Bunun üzerinde düşünürken aslında benim bu kadar zenginliği kaldıracak zihin yapısına sahip olmadığımı anladım. Bu konuda bir kitapta okuduğum bir söz aklıma geldi.
Benim
zihnim yukarıda belirttiğim yaşamı sağlayacak parayı kontrol edebilecek
bir frekansta değildi. Aslında etrafımıza baktığımızda para ile oynayan
insanların yaşamları ile benimkisi oldukça farklıydı. Milli piyangodan
1.000.000 TL cıksa bile ben kendimi güvende hissetmediğimi fark ettim. Çünkü
1.000.000 TL benim hedeflediğim yaşam için tam olarak yeterli değildi
ayrıca devamındaki harcamalar için ne yapacaktım, villanın giderleri,
arabanın giderleri vb. konular beni rahatsız ediyordu. Yani 1.000.000 TL
sahibi olsam parayı nasıl yöneteceğimi bilmiyordum. Çünkü ben yıllarca
standart garanti paraya alışmış maaş karşılığı çalışan bir kişiydim. Bir
anda 1.000.000 TL ye sahip olmak, oldukça büyük paraya sahip olmak
anlamına gelse de zihnim bu para ile istediğim gibi yaşayacağım
konusunda emin değildi. Para ile aklıma birçok olumsuzluklar geliyordu.
Bu kadar çok paraya sahip olursam güvende olamam gibi birçok kalıp
alttan alta rahatsız ediyordu.
Ben
hayatımda aynı anda cebimde 1.000 TL para taşısam rahatsız oluyordum.
Hayatımdaki paralar hep sanaldı. Yani maaş bankaya yatıyor bende o maaşı
internet üzerinden borçlara aktarıyordum. Normalde üzerimde fazla nakit
bulundurmuyordum. Sebep kaybolacağı yada çalınacağından korkmamdı.
Hatta geçen sene arabamı sattığımda arabayı satın alan kişi bana nakit
16.000 TL getirmiş ve noterde vermişti. Ben para üstümde kalmasın diye
hemen koşa kaşa bankaya gidip parayı hesaba aktarmıştım.
Bugün
bu yaptığım davranışa gülüyorum. Ben paradan korkuyordum. Paradan
korkarken paranın bana gelmesi mümkün mü? Tabiî ki değildi.
Benim
bir hedefim vardı. Ona ulaşmak için o zaman ne yapmalıydım. Çekim
yasası ile ilgili o kadar kitap okumuştum. Fikre sahiptim. Kolayca
adımları izleyerek bir şeyler yapmam gerektiğini bir şeyleri çekmem
gerektiğini düşüyordum. Ama bir yerde bir sorun vardı.
Bilincim
düşüncemle aynı seviyede değildi. Benim öncelikle para ile barışmam
lazımdı. Ama nasıl derken birden aklıma bir esnaf arkadaş geldi. Bir gün
dükkânında iken esnaf arkadaş birsine para vermek için eline cebine
attı ve cebinden birçok para çıkarttı, 20 lik, 50 lik, 100 lük birçok
para gelişi güzel cebindeydi. Ve içlerinden bir kaçını seçip verdi ve
sonra tekrar cebine soktu paraları. O kişi sürekli para ile oynadığı
için cebinde binlerce lira gelişigüzel dururken ben cebimde onun sadece
10 da biri parayı sıkı sıkı sarılıp cüzdanımda saklıyordum. O kişi ile
aramdaki fark buydu. Aslında o kişi için para kolayca ulaşabilecek
herhangi bir şey gibiydi ekmek ya da su gibi doğal ve o kişinin bir
parçasıydı, benim için ise çok değerli ulaşılmaz zor bulunan bir nimet.
Çekim
yasasından istediğin bir şeyi elde edebilmen için o istediğin şeyle
aynı frekansta olman gerekir diye bir kural vardı. İstediğin şeyle aynı
frekansta olmak o şeyi taşıyabilecek zihin yapısına sahip olmayı
gerektiriyordu. Olay aslında şöyle bir şey, siz 100 kiloluk halteri
kaldırmak istiyorsunuz. Hiç antrenman yapmadan 50 kiloluk halteri
kaldırabiliyorsunuz. 100 kiloluk halterin altına girdiğinizde tabiî ki
100 kiloluk halteri kaldıramayacak belkide halteri üstünüze
düşüreceksiniz. O zaman 100 kiloluk halteri kaldırmak için ne
yapmalısınız, kaldırabildiğiniz ağırlığı kademe kademe yükseltip
antrenman yaparak kaslarınızın kuvvetlenmesini sağlayacaksınız ve bir
gün gelecek kaslarınız 100 kiloluk halteri kaldırabilecek güze
eriştiğinde, sizde o 100 kiloluk halteri kolayca kaldırabileceksiniz.
Bende
istediğim şeyi elde etmem için zihnimi eğitmeye karar verdim. Ve zihin
eksersizleri yapmaya karar verdim. Adım adım oynadığım para miktarını
artırarak hedeflediğim paraya sahip olmayı amaçladım.
Şu
anda aylık yaklaşık 5000 TL civarında bir para gelirim vardı. O zaman
benim yapmam bunu bir adım ileriye götürüp ondan başlamak olduğuna karar
verdim. Ve 10.000 TL paraya sahip olduğum durumu imgelemeye karar
verdim. Devamında yavaş yavaş bu limiti artırma niyetindeydim.
Para
ile sıcak ilişki kurmak için cebimde 10.000 TL ile şehir merkezinde
dolaşmanın iyi bir başlangıç olacağını düşündüm ve olayı imgelemeye
başladım. İmgelememin genel hatları şu idi bankadan 10.000 TL çekeceğim,
parayı cebime koyacağım, ana cadde üzerinde cebimde para ile gezeceğim
devamında birkaç alışveriş yapacağım, eşim ve çocuklarımla güzel lüks
bir lokantada yemek yiyeceğim, devamında onlara belli miktarda para
vererek istedikleri almaları için özgür bırakacağım ve günün sonunda eve
gülerek dönecektim.
Senaryo
hazırdı ve imgelemeye başladım. Bir banka şubesine gidiyordum ve
bankadaki kıza hesabımdan 10.000 TL çekmek istediğimi bildiriyordum.
Bankacı bayan kasasından 25 tane
200 lük, 50 tane 100 lük çıkartıp para makinesinde sayıyor ve bana
veriyordu. Bende paraları alıp yeniden sayıyor ve cebime koyuyordum.
Ancak birden rahatsız oldum. Ben paraları bankacı bayanın gözleri önünde
sayıyordum ve bayanın bu durumdan rahatsız olacağını düşünerek utanç
hissediyordum. Daha işin başında
su koy vermeye başlamıştım. Enteresan bir durumdu. Bu benim olumsuz
bilinçaltı kayıtlarımdan bir tanesiydi. Karışık bir durumdu paraya sahip
olduğum için bankacı bayandan utanıyordum. Sanki o bayana hava
atıyordum. Onun gözü benim paramda kalabilirdi. Kendimi görgüsüz hissettim.
Utana utana parayı saydım ve bankadan çıktım. Para
hayatım boyunca bana sadece maaş kanalı ile almıştım. Çok fazla para
ile oynamak istiyorsam para bana farklı yerlerden akmalıydı. Bunun
için ilk aklıma gelen sokakta 100 TL bulmak oldu. Yolda 100 TL
bulduğumu düşündüm ve aldım. Ama içimi bir rahatsızlık kapladı. Yerde
bulunan başkasına ait bir parayı almıştım haram paraydı bu ve kendi
paralarımın içine koyamazdım. Hemen birilerine vermem lazımdı.
Bir bilinçaltı kaydı daha çıkmıştı ortaya. Ben
bana gelen para yollarını kapatmıştım. Yolda bulduğum parayı
etiketliyordum. O parayı çekim yasasını çalıştırdığım için orada
olduğunu kabul edemiyordum bir garibanın kaybettiği bu nedenle de haram
olduğunu düşünüyordum.
Yolda
bulduğum parayı faza elimde tutamadım yoldaki bir dilenciye verdim. Ama
parayı verirken beni rahatsız eden bir şey vardı. İnsanların suratına
bakmak istemiyordum. Verirken bir tiksinme ve rahatsız olma vardı. Bir
bilinçaltı kaydı daha ortaya çıkmıştı. Sahip olduğum maddiyatı muhtaç
olana vermek istiyordum ama vermekte beni rahatsız ediyordu.
Devam
ettim yoluma ailemi ve çocuklarımı alıp lüks bir lokantaya gittim. Ama
kapıdan girerken bir rahatsızlık hissediyordum. Lüks lokantadaki yemek
fiyatları beni rahatsız ediyordu. Ucuz yemek istersem garsonlar beni
ayıplar korkum vardı. Garsonlardan utanıyordum. Bir rahatsızlık bir
bilinçaltı kaydı daha.
Devam
ettim hesabı isteyip ellerim titreyerek parayı verdim ama yine bir
rahatsızlık. Hesap çok fazla geldi. Garsonlara bahşiş vermek beni
rahatsız ediyor.
Lokantadan
çıktık eşim ve çocuklarla birlikte bir alışveriş merkezine geçtim.
Kızım ve eşim bir şeyler beğendi ve almak istediler. İçimde yine bir
yerlerden bir şeyler koptu. Küçük miktarda meblağlar bile beni sinirli
hale getirdi. Gerildim.
Sonuçta
işlemi bitirdik ve arabaya binip eve döndük. Enteresan bir deneyimdi
ben bunu imgelerken yaşamıştım. Gerçek hayatta nasıl olabileceğini
tahmin edemiyordum.
Ben
daha 10.000 TL para ile çarşıda zor geziyordum. Birde milyonları
yönetecektim. Bu tabiî ki mümkün değildi. Çünkü ben milyonları yönetecek
zihin yapısına sahip değildim. Yapmış olduğum imgeleme bana bunu
göstermişti benim parasal anlamda kendimi kısıtlamalarım vardı. Evet iyi
miktarda bir gelirim vardı, ama ben garantici bir yapı içerisinde
kontrolü elden bırakmaktan korkan bir yapı içerisindeydim.
Kendimle
ilgili gerçekleri görmüştüm. Sıra bu gerçeklerde beni rahatsız edenleri
değiştirmeye gelmişti. Bunları nasıl yapacaktım. Bilinçaltı
kayıtlarımın çözümü için birçok teknik kullanmıştım ama hala bir sürü
beni engelleyen kayıt vardı.
Bu
olayları nasıl çözümleyebileceğim konusu ile zihnimi meşgul ederken
yoğun olarak kullandığım nefes tekniği ile bu konuyu çözebileceğimi fark
ettim.
Diyaframdan
derin nefes al bir süre tut ve devamında yavaş yavaş gülümseyerek ver
bir süre daha sırıtarak nefesini tut. Bu dörtlü nefes döngüsü ile ben bu
işi çözebilirdim. Nefes vücudumuzdaki hem oto kontrol sistemimiz
tarafından kontrol edilen hem de bilinçli zihin tarafından kontrol
edilen tek mekanizmaydı. Nefes alış verişlerimizi kontrol edilerek
ruhsal durumumuzu değiştirme imkânına sahip olabiliyorduk. Bende bunu
yaptım. Nefesimi kontrol edip zihnime hükmetmeyi denedim.
Bankadaki
parayı aldığım andaki duruma döndüm derin bir nefes aldım, bekledim ve
bankacı bayana karşı parayı sayarken kendimi imgelerken gülümseyerek
verdim ve sırıtarak bir süre bekledim. Yeniden
aynı döngüyü tekrarladım. Ruhsal durumum değişti ve para saymak bana
rahatsızlık vermemeye başladı. O para benimdi, oradaki bayanın görevi
parayı vermekti onun işi buydu belki benim gibi yüzlerce kişi her gün
ondan para alıyordu. Onun için bu durum normaldi aslında normal olmayan
benim düşüncemdi onu farklı değerlendirmiştim. Konu benim için
çözülmüştü. Bir süre sonra para saymayı da bıraktım.
************************************************
Daha fazla yaratım aracı ve bilgi için kitaplarımı satın alarak hayatınıza katkıda bulunmak ister misiniz?
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
***********************************************
Birinci
konuyu çözmüştüm. Şimdi sıra gelmişti ikinci konuya ben havadan gelen
bir parayı kabul edemiyordum. Bu benim inanç sistemime aykırı bir
olaydı. Emeksiz para havadan gelen paranın bereketi yoktu. Burada da
aynı çalışmayı yaptım. Olayı imgelerken nefes döngüsünü çalıştırıp olaya
gülümseyerek baktım. Birkaç döngü sonrasında olaya farklı birçok yönden
bakabildiğimi fark ettim. O para gariban birinin olabileceği gibi Yüce
yaratıcı benim isteğim içinde orada bulunduruyor olabilirdi. Ya da bu
kapsamda birileri bilinçaltı kayıpları nedeniyle para kaybı yaşaması
gerekiyordu. O para kaybını yaşamıştı. Benim dışımda birçok seçenek
mevcuttu. Olayda bir tek şey vardı bu para yüce yaratıcı tarafından bana
verilen bir hediyeydi. Bunu sorguladım ve parayı nasıl rahatlıkla kabul
edebileceğime baktım ve parayı bulduğum yerde bir süre beklemenin uygun
olacağını gelen giden olmazsa alabileceğimi kabullendim. Ve onu
uygulayıp gelen giden olmayınca yoluma devam ettim. Sonraki günlerde
paranın miktarını artırıp bu çalışmayı devam ettirdim. Buradaki temel
amacım paranın başka yollardan da bana gelebileceğinin kabulüydü. Ve bu
aşamayı da geçtim.
Bir
sonraki konuya geçtim. Para verirken rahatsız olma konusuna, Derin bir
nefes aldım ve parayı verirken nefes çalışmasını yaptım. Birkaç çalışma
sonrasında yine farklı bir senaryolar gözüme ilişmişti. Benim parayı
vermedeki rahatsızlığım çok farklı bir boyuttan geliyordu. Aileme
yeterince yardım etmediğim boyutundan. Ailem beni yedirip içirip büyütüp
bir iş sahibi yapmıştı. Ama ben iş sahibi olduktan sonra kendi hayatımı
kurma üzerine odaklanmış ailemden ayrı yaşamaya başlamıştım. Aileme
yardım etmiştim ama nedense bu konuda yoğun bir suçluluk duyuyordum
ailemin emeklerinin karşılığını vermediğim için vicdanım beni
sıkıştırıyordu. Suçluluk duyuyordum. Aslında bu konuda yaşadığım olay
ailemin istediği bir olaydı. Bunu daha sonraki çalışmalarımda tespit
ettim. Ama o anda yeterince yardım etmemek benim vicdanımı
sıkıştırıyordu.
Ben
aileme vermem gereken parayı şimdi dilencilere veriyordum. Beni esas
rahatsız eden konu buydu ailemin borcunu ödemem gerekirken ben parayı
başkalarına veriyordum. Kendimi aileme ihanet etmiş hissediyordum. Bu
çok rahatsız edici bir durumdu.
Bunun
içinde nefes çalışması yaptım. Birilerine parayı verirken daha rahat
vermeye başladım ama arka plandaki vicdan konusu uzun süre rahatsız
etmeye devam etti. Bu durumu oldukça uzun bir süre sonra çözdüm. Bu
durumu nasıl çözdüğümü ayrı bir yazı olarak yazımın devamında
anlatacağım.
Devamında
üçüncü konuya geçtim, lüks bir lokantada yemek yemenin vermiş olduğu
rahatsızlık duygusuna, burada da nefes çalışması yaptım ve olaylara
yeniden bakmaya çalıştım. Gördüğüm şeyler oldukça enteresandı konu
aslında kendime güvensizliğimden kaynaklanıyordu. Ben lokantaya girerken
lokantada bulunan garson komi vb. insanlardan utanıyordum. Beni
yargılayacaklarını, arkamdan benimle dalga geçeceklerini sanıyordum. Ama
diğer taraftan baktığımda oradaki insanların benden üstün olmadıklarını
fark ettim. Onların o lokantanın içinde olmaları o lükse sahip olmaları
anlamına gelmiyordu, onlar orada insanlara hizmet eden ve bunun
karşılığında ücret alan sıradan insanlardı. Ben ise onlardan maddi ve
manevi anlamda aslında üstündüm. Onlar bana hizmet edeceklerdi ki
karşılığında para kazanabilsinler, onlara bana muhtaçlardı. Ben onlara
değil.
Bir
diğer konu ise ben tanımadığım benden hiçbir üstünlüğü olmayan
insanlara kendimi yargılama izni veriyordum ve bu durum zihnimi yemek
boyunca meşgul ettiği için yediğim yemekten zevk alamıyordum. Mutlu
olamıyordum. Yemeğin tadını çıkartmak yerine kendi kendimi zihnimde
yiyordum. Aynı zamanda benim için çok önemli olmayan yemek ücreti de
beni rahatsız ediyordu. Bu konunun da aslında yukarıda belirttiğim
ailemle ilgili duruma dayandığını fark ettim. Aileye borcunu ödemek
yerine parayı lükse harcamak.
Devamında
diğer konuya geçtim eşime ve çocuklarıma harcamaları için para vermeye
ve onların bir şeyler almasının beni rahatsız etmesine. Bu
durum içinde nefes çalışması yaptım. Yine parasal konulardaki
sıkıntımın kaynağı olan kendimi suçladığım aileme yeterince yardım
etmediğim konusu çıktı ortaya. Anneme babama yeterince yardım etmediğim
için kendimi suçlarken birilerine harcama için para vermek beni rahatsız
ediyordu. Tabi birde burada geçmişte ailede yaşanan para sıkıntısının
yaratmış olduğu kıtık bilinci de vardı ikisi birlikte beni kıskaca
alıyordu.
Yaptığım
çalışmalar sonrasında imgeleme konusunda beni rahatsız eden konuların
bir kısmını çözmüştüm ve daha rahat imgelemeye başlamıştım. Aynı zamanda
kendi içimde müthiş keşifler yapmıştım. Kendimle ilgili birçok konunun
kaynağının çocukluğumla ve ailemle ilgili olduğunun farkına varmıştım.
Bu
imgelem çalışması sonrasında yavaş yavaş imgelediğim olayları yaşamaya
başlamıştım. Artık her hafta sonu ailemle bir lokantada akşam yemeği
yiyordum ve bu durum beni rahatsız etmiyordu. Cebimde bazen taşıdığımdan
fazla para taşıyıp kafede ya da lokantada nakit para ödemeyi
seçiyordum. Arada zaman zaman param azalıyor hissi olsa da bankada
devamı olduğunu bilmek olayı rahatlatıyordu. Adım adım ilerliyordum.
Bende bir değişim başlamıştı.
Çalışmalar
beni asıl çözmem gereken noktaya getirmişti. İki nokta fark etmiştim
birisi yargılanma korkum diğeri ailemle ilgili konulardı.
Yargılanma
korkumu fark edince zihnimde bir şimşek çaktı aslında ben bu durumu her
yerde ve her durumda yapıyordum. Sokak ta çarşıda, bakkalda, markette,
işte evde aklımın aldığı her yerde ve bu durumda kendime güvenle alakalı
bir konuydu. Yaptığım çalışmalarla ben kendi içimdeki sorunun kaynağına
doğru bir seyahate başlamıştım. Soğanın kabukları soyuldukça merkeze
doğru temel etkenler ortaya çıkıyordu
Kendime
güvenle ilgili konunda aslında çocukluğumdaki düşünce yapımdan ve
aileme bakışımdan kaynaklandığı bu çalışmaların devamında yapmış olduğum
diğer çalışmalarda anladım. Ortada birbiriyle bağlantılı iç içe girmiş
bir konu vardı. Ve şimdi bir sonraki adım bunların çözülmesiydi.
Bu çalışmaları bir sonraki yazımda anlatmaya devam edeceğim.
Sevgiyle
Halis Şhnr.
harika çalısmalar ve yol göstericiliğinizi bizlerle paylaştıgınız için tesekkur ederim..gercekten cok faydalanıyorum.devamını beliyorum..sevgiler..yolunuz acık olsun..
YanıtlaSilBu konuya olumsuz eleştiride bulunmak için devasa bir bilgi birikimi ve deneyime sahibim,ama Halis Bey'in deneyiminin başarıya ulaşması ve böylece benim de bu deneyimden faydalanabilmem ve arzuladığım hayatı yaşayabilmem için iyi dileklerimi gönderiyorum.Umarım bu deneyiminizin tartışılmaz olumlu sonuçlarını okuma mutluluğunu yaşarız.
YanıtlaSilBilgi birikimlerini paylaşmak istersen sitemde yayımlamak isterim.
YanıtlaSilBen burada kendi bakış açımla yaptığım çalışmaları paylaşıyorum.
Bazı çalışmalar tam tekniğine uygun olmayabilir. Aile dizimi konusunda aldığım bilgilerden kendime uyguladım. Hedefim ailemle barışı sağlamaktı. İzin verme ile yukarıda yaptığım çalışmayı birleştirerek bunu başardığımı düşünüyorum.
Merhaba Halis Bey,
YanıtlaSilSırasıyla yazılarınızı okuyarak bu sayfaya kadar geldim. Ara ara mesaj gönderdim , yorum bıraktım. Bugüne kadar hissettiğim utanma duygusu, kendine güvenmeme ve bunun sebepleri, , başkalarına kendimi eleştirme yargılama, kötü davranmalarına izin verme ve daha ne varsa bunlar bu kadar mı benzer olur. Ben de bu duyguların kadın versiyonuyum. Zaman zaman bu duygularla başedemiyorum, hayatı yaşamayı beceremiyorum, bunlar kendi kendine çözülecek sorunlar değil, ruhsal sorunlarım mı var diye düşünmedim de değil. Çok şükür görüyorum ki bunlar kendi kendime yaptığım eziyetlermiş. Lütfen böyle detaylı anlatımlara devam edin. Çok teşekkürler
Faydalı olmasına sevindim.
YanıtlaSilBana bu konuda yardımcı olabilecek varmi
YanıtlaSilHakkımda sayfasındak, iletişim bilgilerinden yada yan taraftaki iletişim formundan ulaşabilirsiniz.
YanıtlaSilHalis bey iletişim formunu göremedim numaranızı verseniz olur mu ihtiyacim var lütfen yardımcı olun
SilPaylasımınız icin tebrikler
YanıtlaSilSevgiyle
YanıtlaSils.a abi bana yazarsan sevinirim nefes tektigini anlatırmısınız acil
YanıtlaSilSayı Kontrollü Nefes Tekniği
YanıtlaSilEğer yakınınızda tik taklarını duyabileceğiniz bir saat veya metronom yoksa düşüncenizde saniye ayarı yapmaya çalışınız. İçinizden her “bin bir” deyişiniz yaklaşık bir saniyeye karşılık gelir. Dört saniye süreyle nefes alın. Bin bir, bin iki, bin üç ve bin dört şeklinde saymaya devam ederek nefes alıp vermeye devam ediniz. 2 saniye süreyle nefesinizi tutunuz. Dört saniye süreyle nefesinizi boşaltınız. İki saniye nefes almadan durunuz. (4-2-4-2) ölçüsüne uygun olarak bu kontrollü nefes çalışmasını üç kez tekrarlayınız.
Sayı Kontrollü nefes tekniğini günde 3 - 4 kez ve bir hafta süreyle tekrarlayınız. Vücudunuzun gevşediğini, dikkatinizin arttığını, tüm ağrılarınızda azalma olduğunu, stresten giderek uzaklaştığınızı hissetmeye başlayacaksınız. Ayrıca nefes alışverişlerinizin derinleşme ve solunum süresinin uzaması yönünde daha düzenlilik görülecektir
s.a abi tesekurler bana bilgi verdiniz icin bunun acikla videoları varsa solermisiniz
YanıtlaSil