3. Başarısız
olma endişesi
Başarısız olma fikrine inanmıyorum. Pek çok
kişinin başarısız olmak olarak adlandırdığı şeyin aslında geribildirim olduğuna
inanıyorum. Eğer bir şey size gerçekten ilham veriyorsa ve değerlerinizle
bağlantılıysa, başarısız olamazsınız çünkü pes etmezsiniz. Hedefinizin peşinde
koşmaya devam edersiniz. Belki defalarca başarısızlığa uğrayabilirsiniz ancak toparlanıp
yeniden yola devam edersiniz.
Başarısızlığa uğrayıp da tekrar ayağa
kalkmazsanız ne olur? Bu size verilen bir armağandır, çünkü tekrar ayağa
kalkmak konusundaki isteksizliğiniz, peşinde olduğunuz şeyin aslında sizin için
gerçekten de önemli olmadığını anlamanızı sağlar. Sizin için gerçekten önemli
olan şeyler söz konusu olduğundaysa pes etmezsiniz. Sizin için önemli olmayan
şeyler söz konusuysa pes edersiniz.
İşte bu nedenle başarısız olmak diye bir şey olmadığını, bunun aslında geribildirim olduğunu söylüyorum. Başarısızlık, gerçekte sizin değerlerinizle uyumlu olmayan bir şeyi başarmayı umduğunuzda kendinize uygun gördüğünüz bir etikettir. Bu beklenti bir fanteziden ibarettir, çünkü kendinizden değerleri dışında yaşamayı bekliyorsunuzdur ve bunun sürdürülmesi imkânsızdır. Dolayısıyla başarısızlık olarak görünen şey, sizi kendiniz için gerçekten önemli olan daha anlamlı hedefler belirlemeye yönelten geribildirimden başka bir şey değildir.
Üstün başarılı çoğu kişinin, sizinkinden daha
büyük sözde başarısızlıkları vardır. Ancak onlar bu deneyimleri başarısızlık
olarak değil, hedeflerini yeniden gözden geçirmelerine imkân tanıyan, neyin işe
yarayıp neyin yaramadığı konusunda kendilerine bilgi sunan ya da kendileri için
neyin önemli olduğunu anlamalarını sağlayan geribildirimler olarak görürler.
Üstün başarılı kişi, ne zaman başarısızlığa uğrasa, yeniden ayağa kalkar çünkü
dünyanın onların yararına çalıştığını bilirler.
İşte kendi değerlerinizle bütünüyle uyumlu bir
hedef belirlediğinizde söylediklerinizle yaptıklarınız bir olur. Liderliğinizi
ve güveninizi uyandırırsınız. Şükran duyarsınız. Her şeyin sizin yararınıza
olduğuna inanmaya başlarsınız. Kendi değerlerinize göre yaşadığınızda,
geçmişinizin kurbanı değil, kaderinizin efendisi olursunuz.
Diğer yandan, kendi değerlerinizle uyumlu
olmayan hedefler belirlediğinizde, hedefinizi gerçekleştirmeye yönelik çabanızı
ertelemeye, tereddüt etmeye ve hüsrana uğramaya meyilli olursunuz. Olumsuzluğun
ABCD'sini yaşamaya ve kendinizi küçük görmeye meyilli olursunuz. Sonra
kendinizden şüphe etmeye ve kendinizi değerlerini kendinize aşıladığınız insanlarla
karşılaştırmaya başlarsınız. Sonra da muhtemelen hedefinizden vazgeçersiniz.
Özgün, gerçek ve güçlü benliğinizle omuzlar
üzerinde yükselmekten ziyade, başkalarının gölgesinde yaşamaya ve
küçülmeye başlarsınız.
Dolayısıyla endişe ve başarısızlık sizi
durduruyorsa, çözüm basittir: Değerlerinizle tekrar bağlantı kurun ve misyonunuzun,
değerlerinizin ve hedefinizin bütünüyle birbirleriyle uyumlu olduğundan emin
olun. Değerlerinizi belirlediğinizden emin olun ve hedefinize ulaşmanızın
değerlerinizi gerçekleştirmenize yardım etmesinin en az 200 yolunu bulun. Kendi
değerlerinizin peşinde olduğunuzda, acı ve zevki yaşamaya razı olacaksınız ve
sözde başarısızlıklar anlık geribildirimler olarak görünecek. İşte bunun
anahtarı yine Değerler Prensibidir.
Değerler Prensibi Kitabından
*****
Halis ŞAHİNER
Daha fazla bilgi ve yaratım araçları için online atölye
çalışmalarıma katılabilir veya kitaplarımı satın alabilirsiniz.
İletişim: 0 553 06 00 464
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
Sayfa : 256
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
0 yorum: