Bunu yaparken yaşamla ilgili
ana şeyi kaçırdığımı fark ettim; “kendim olmayı” kaçırıyordum. Sürekli istek ve
arzularımızı elde edebilmek için birilerinin bize kim olmasını öğretmesinin peşinde
geziyor, o enerjiden bir diğer enerjiye koşuyor ve bu şekilde yaşamımızdaki eksikliklerin
tamamlanmasını bekliyoruz.
Bunu bende yaptım. Farklı
enerjileri öğrenerek yaşamımdaki bir şeyleri değiştirme peşinde dolaştım. Ama hep
bir şey eksik kaldı. Ne zaman bu tarz şeylerin temelinin ne olduğunu anlayıp
yaratımlarımın kaynağı olarak kendimi tanımladığımda yaşamımı farklı kılmaya
başladım.
Mana dünyasındaki her şey
insan zihninin ürünüdür. Aynı şekilde madde dünyasındaki doğal olmayan her şey
de insan zihninin ürünüdür. Madde dünyasındakiler düşüncelerin maddesel olarak
dünyada tezahürü iken mana dünyasındakiler de düşüncelerin hisler olarak
tezahürüdür. Enerjinin hareket ettirilip farklı formlarda ortaya
çıkartılmasıdır.
Buradaki kritik konu madde
dünyasında ki oluşumun elle tutulur gözle görülür olması nedeniyle standart bir
yol takip ettiğimizde aynı şeyi elde etme her zaman mümkün olmasıdır. Örneğin,
silis kumu ve bazı kimyasalların birlikte belli sıcaklıktaki ısıtılması ve sonucunda
camın oluşması gibi. Sonuçta ne elde edileceği somut olarak bellidir.
Mana âlemindeki işlemlerde
ise her şey soyuttur. Kişinin kendi zihninin içindedir. Onun aktarılması ise
kişinin sahip olduğu dil zenginliği, olaylara bakış açısı ve aktarma yeteneğine
bağlıdır. Bu aslında enerjiye elbise giydirip onu somut dünyaya taşıyarak başka
bir kişinin de onu deneyimlemesini sağlama yoludur.
Buradaki farkında olunması
gereken konu şudur. Bir şeyi satın aldığımızda onun sınırlamalarını da satın
alırız. Örneğin, camın yapılma yöntemini satın aldığımızda onu icat edenin zihnindeki
o camla ne yapılıp, ne yapılmayacağını da satın almış olduğumuz gibi enerjiler
de bu böyledir.
Enerjinin nasıl
hissedileceğini ve nasıl görüleceğini satın aldığımız da onun sınırlamalarını satın
alırız. Yani onu ilk deneyimleyenin o enerjiyi nasıl kullandığı ve enerji ile
neler yapılabileceği sınırlamalarını da satın alırız.
Bunlar doğru ya da yanlış
değildir ama eksiktir. Bir kişi hissettiklerini ve zihnindekini karşısındaki
kişiye aktarırken sahip olduğu dil ile yapar. Onu, olaylarla ilgili bakış açısı
ve kendi bilgi dağarcığındaki bilgilerle anlamlandırabilir. Aslında yaptığı şey
kumu cama çeviren kişi gibi enerjinin bir şekilde yönlendirmesini bulmasıdır. Farkında
olunması gereken ise enerjilerin sonsuz yönlendirilmesi ile sonsuz şeyin ortaya
çıkarılabilir olduğudur.
Evrendeki her şey enerjiden
oluşmuştur. İnsan zihninde enerji dediğimiz şey hissetmek olarak ortaya çıkar. Herkes
enerjiyi hissedebilir. Bu bazı kişilere özel değildir. İhtiyacımız olan şey farkındalıkla
dikkatimizi bilinçli olarak odaklamaktır.
Benim dikkat çekmek
istediğim konu kendi yeteneğimizi yok sayarak yaratımımızın tek kaynağı olarak o
enerjiyi tanımlamaktır. Bunu yaptığımızda kendimizi yok ederiz. Kendi gücümüzü
başkasının ellerine teslim ederiz ki bu durum kişinin kendine
yabancılaşmasıdır.
Karl Marx yabancılaşmayı “insanların kendi yarattıkları güçlerin kendi karşılarına yabancı güçler
olarak çıktığı, onların egemenliğin altına girdikleri bir durum olarak”
tanımlar.
Yapacağımız farkındalıkla kendi gücümüzü
elimize almaktır. İstek ve arzularımızın kaynağı olarak kendimizi tanımlamamızdır.
Bu tarz şeyleri bilinçli kullanmaktır. Onlara kendi bilinci ve gücü olan varlık
olarak değilde sadece yarattığımız şey olarak bakmaktır.
Farkında olmamız gereken şey bir şeyi yaratmak
için Anka ya da başka bir tanımlanmış şeyin elbisesini giymeye ihtiyacımız olmadığıdır.
Böyle bir tanım yaptığımızda üzerimizde o elbise olmadan bir şey yaratamayacağımız
yanılgısına düşer, kendi yeteneğimizi sabote edip geçersiz kılarız.
Kendi dünyamızda önemli olan kendimizdir. Biz
olmadığımızda bizim anlam yüklediğimiz hiçbir şey var olamaz. Anlam
yüklediğimiz her şey bizim bilincimizin ürünüdür.
Kendimiz
olduğumuzda diğer her şey bize hizmet için var olur. Farklı bir şey olduğumuzda
veya olmaya çalıştığımızda ise biz o şeye hizmet içerisinde oluruz.
Bu bir seçimdir.
Ben gücüm, ben yaratıcılığım, ben
farkındalığım, ben kontrolüm, ben enerjiyim, ben her şeyim.
Bundan daha iyi nasıl olur?
Başka neler mümkün?
Halis ŞAHİNER
************************************************
Daha fazla yaratım aracı ve bilgi için kitaplarımı satın alarak hayatınıza katkıda bulunmak ister misiniz?
Bilinçli Yaratma Sanatı Kitabı
Daha İyi Bir yaşam için
BİLİNÇLİ YARATMA SANATI
******************************
Kitapları Temin İçin : cekimyasasi@hotmail.com
Tel/Whatsapp : 0 553 06 00 464
0 yorum: