İZİN VERME SANATI “Ben ne isem oyum ve bu
durumdan mutluyum. Sen kimsen, O sun. Belki benden farklısın. Ama bu da çok
güzel.”
Kişi, İzin Verme Sanatındaki rolünü istemli olarak
anlayıp uyguladığında, her şey kendisi için bir araya gelir. Çekim Yasası, kişi
öyle olduğunu anlasa da, anlamasa da vardır ve değişmez. Her zaman karşılık
verir ve her zaman düşünülen şeyle uyuşan kesin sonuçlar getirir. İzin Verme
Sanatının dikkatli bir şekilde uygulanması, hislerin farkında olmayı ve düşüncelerin
yönünü seçebilmeyi sağlar. Kişi bu yasayı anladığında ortaya çıkan durumu
isteyerek mi, yoksa tesadüfen mi yarattığının farkına varır.
Sırasıyla Çekim Yasasını, sonra İstemli Oluşturma Bilimini ve
en son İzin Verme Sanatını öğrenmek gerekir. Çünkü ilk ikisini anlamadan, İzin
Verme Sanatı anlaşılamaz.
İzin Verme Sanatının özeti “Ben ne isem oyum ve bununla
mutluyum ve keyifliyim. Ve sen kimsen, osun ve belki de benden farklısın ama bu
da çok güzel”. Çünkü aramızdaki farklar dramatik ölçülerde bile olsa, ben,
istediğim şeye odaklanabiliyorum. Olumsuz duygular yaşamıyorum. Çünkü bana
huzursuzluk veren şeylere odaklanmayacak kadar bilinçliyim. İzin Verme Sanatını
uygulayan birinin “Bu dünyaya herkesi, benim kendi doğrularımın peşinden
sürüklemek için gelmedin” anlayışında olması gerekir. Bu yüzden İzin Verme
Sanatı bu evrenin sürekliliği için esastır. Siz, sizin bakış açınızdan
kendi büyümenize izin vermiyor olabilirsiniz. İzin vermediğiniz zaman kendinizi
kötü hissedebilirsiniz. Aynı şekilde bir başkasına izin vermediğiniz zaman da
kendinizi kötü hissedebilirsiniz.
Sizi rahatsız eden bir durum görüp, onu durdurmak ya da
değiştirmek için hiçbir şey yapmamaya karar verdiğinizde, duruma hoşgörülü
yaklaşmış olursunuz. Bu izin vermek disiplininden çok farklıdır. İzin vermek,
olaylara bakmak için bir yol bulma sanatıdır. Aynı zamanda sizin
bilinçaltınızla ilişkinize de izin verir. İzin vermek, zaman-mekan
gerçekliğiniz içindeki verileri gözden geçirip iyi hissettiren şeylere
odaklanmakla mümkündür. Duygusallık Rehberlik Sisteminizi, düşüncelerinizin
yönünü belirlemenize yardımcı olması için kullanılır.
Başkalarının Düşüncelerinden Korunmalı Mıyım?
Bir şeyin size nasıl ulaştığını anlamazsanız, ondan
korkarsınız. Siz düşüncelerinizle davet etmediğiniz sürece, başkalarının sizin
deneyiminize gelemeyeceğini anlamazsınız, onların yaptıklarıyla ilgili
endişeler duyabilirsiniz. Ancak siz düşüncelerinizle duygusallaşarak büyük
beklentilere girmediğiniz sürece, hiçbir şeyin sizin deneyiminize
gelemeyeceğini anlarsınız, istemediğiniz deneyimleri üzerinize çekmezsiniz.
Bu fiziksel dünyada, uyum içinde olduğunuz şeylerden,
uyumsuzluk içinde olduğunuz başka şeylerden ve bir de ikisinin arasında, her
şeyden biraz vardır. Ancak bu sürekli değişen bir şey olduğu için, siz buraya
aynı fikirde olmadığınız şeyleri yıkmak ya da yok etmek için gelmediniz. Buraya
gelme sebebiniz, ne istediğinizi her an, her gün, her yıl belirtmek ve
düşüncenizin gücünü ona odaklamaktır. Özetle “Çekim Yasası” gücünün, onu size
çekmesine izin vermektir.
Başkalarının Davranışlarına Karşı Savunmasız
Değiliz
Kişilerin; diğerlerinin yaptıklarına izin vermemelerinin
sebebi, Çekim Yasasını anlayamadıkları için istemedikleri deneyimlerin kendi
yaşamlarına sıçrayabileceğine inanmalarıdır. Onlar istemedikleri tecrübeler
yaşarken ya da başkalarının yaşadıklarını izlerken, hiç kimsenin bu tecrübeleri
isteyerek yaşayamayacağını varsaydıkları için tehdidin gerçek olduğuna
inanırlar. Eğer başkaları bunu yaşıyorsa, bu durumun kendi tecrübelerine de
sıçramasından korkarlar. Çekim Yasası anlaşılmadığında kişi kendini çaresiz ve
savunmasız hisseder. Dışarıya karşı duvarlar örer. O çaresizlikle karşı önlem
alır. Ama hiçbir faydası olmaz. İstenmeyen olaylara karşı direnç, daha
fazlasını deneyimlemesine neden olur.
Önemli olan dünyayı tüm çelişkilerden arındırmak değildir.
Çünkü kurtulmak istediğiniz tüm çelişkiler, olup bitenin giderek büyümesine yol
açar. Bunları bildiğiniz zaman, var olan sayısız çeşitliliğin ortasında, mutlu
yaşam sürmenin mümkün olduğunu anlarsınız. Yalnızca Evrensel Yasaları
anlayıp uyguladığınız zaman, deneyimleyebileceğiniz kişisel özgürlüğünüzü
bulacaksınız.
İlk iki yasa anlaşılıp uygulanıncaya kadar, İzin Verme
Sanatının anlaşılması ve uygulanması zordur. Çünkü başkalarının yaptıklarının
ve söylediklerinin sizi etkilemesi gerekmediğini anlayana kadar, başkalarına
izin vermeniz mümkün değildir. Çünkü benliğin özünden gelen duygu öyle güçlüdür
ki, kendinizi korumak isteyeceğiniz için, insanların o duyguyu uyarmasına izin
vermez, veremezsiniz.
Bu yasalar, daimidir. Hep var olacaklar. Bu yasalar,
evrenseldir, her yerdedir. Öyle olduklarını bilseniz de, bilmeseniz de
mutlaktırlar. Onların varlığını kabul etseniz de, etmeseniz de onlar mevcuttur.
Ve siz bilseniz de bilmeseniz de, yaşamınızı etkilerler.
Başkalarına Hoşgörülü Davranmak, İzin Vermek
Değildir
Bir başkasının olduğu ya da sunduğu şey, sizin için bir tehdit
değildir. Çünkü sizin yaşamınızın kontrolü zaten sizin elinizdedir. “Ben neysem
oyum ve başkalarının da oldukları insan olmalarına izin veriyorum” diyen İzin
Verme Sanatı, istemediğiniz her türlü deneyimden ve onaylamadığınız her türlü
deneyimlerin olumsuz tepkisinden uzaklaştıracak bir özgürlük sağlar.
“İzin veren olmak iyidir”, sözü genellikle çoğu kişi
tarafından doğru anlaşılmaz. Çünkü izin vermek, hoşgörülü olmak demektir. “Siz,
ne iseniz o olacaksınız yani sizin standartlarınıza göre uygun olan ne ise o
olacaksınız ve hoşunuza gitmese de, herkesin ne istiyorsa o olmasına izin
vereceksiniz” anlamını taşır. Biraz mutsuz olsanız da, onlar için üzülseniz de,
hatta kendiniz adınıza korksanız da ne olursa olsun, kişilerin olmak istediği
şeyi olmalarına hoşgörü göstererek izin vereceksiniz.
Sadece hoşgörü gösterdiğinizde, izin veriyor sayılmazsınız.
İkisi birbirinden çok farklıdır. Hoşgörü gösteren bir kişi olumsuz duygular
yaşar. İzin veren isen, olumsuz duygu hissetmez. Buradaki özgürlük, olumsuz
duygu yaşamamaktır, bu yüzden de arada büyük bir fark vardır. Olumsuz duygular
içersindeyken özgürlüğü deneyimleyemezsiniz.
Hoşgörü, başkaları için avantaj gibi görünebilir. Çünkü
siz onları yapmak istedikleri şeyden alıkoymazsınız. Ancak hoşgörü, sizin için
bir avantaj değildir. Çünkü siz hoşgörülü olurken, hala olumsuz duygular
hissedersiniz ve dolayısıyla olumsuz bir duyguyla çekersiniz. İzin veren olduğunuzda,
bu istenmeyen şeyleri deneyiminize çekmez ve mutlak özgürlüğün ve mutluluğun
tadını çıkarırsınız.
Sorunları mı Gözlemliyorum? Çözüm mü Arıyorum?
Kişinin gözlem alanına sorun yaşayan kişiler giriyorsa,
sorunlu olan kişilere bakmak veya onları görmemezlikten gelmek yerine eğer
onlara yardımcı olmak istiyorsanız, gözünüzü derde değil, yardıma dikmeniz
gereklidir. Çözüm aradığınız zaman, olumlu duygu hissedersiniz ama soruna
baktığınız zaman, olumsuz duygulara takılırsınız.
Başkalarının ne olmak istediğini gördüğünüzde ve sözleriniz ya
da düşünceleriniz aracılığıyla onlara sahip olmak istedikleri şeye doğru
yönlendirdiğinizde onlara büyük yardımınız dokunabilir. Ama yoksulluk ya da
hastalık içinde kıvranan birini gördüğünüzde ve o istemediği şey hakkında ona
acıdığınızda ya da sempati duyduğunuzda, siz de aynı olumsuz duyguyu
hissedersiniz. O anda bu duruma olumsuz katkı sağlarsınız. Başkalarıyla,
istemediklerini bildiğiniz şeyler hakkında konuştuğunuz zaman, onların
istemedikleri şeyleri daha fazla yaratmalarına ve üzerlerine çekmelerine
yardımcı olursunuz. Çünkü istenmeyen şeyleri çeken titreşimleri harekete
geçirirsiniz.
Hastalıkla savaşan arkadaşlarınız varsa, onların iyi
olduklarını hayal edin. Çünkü onların hastalıklarına odaklandığınızda, sizde
kendinizi kötü hissedersiniz. Düşüncelerinizi iyileşme olasılıklarına
yoğunlaştırdığınızda, mutlu olursunuz. Onların iyiliklerine odaklanarak,
onların iyi olduklarına hayal ederek arkadaşınızın iyileşmesine katkıda
bulunabilirsiniz. Elbette arkadaşlarınız iyileşmek yerine, hastalıklarına
odaklanabilir ve hasta kalabilirler. Eğer arkadaşlarınızın, sizin içinizde
olumsuz duygular uyandıracak şekilde sizi etkilemesine izin verirseniz,
onların, istenmeyene karşı gösterdikleri etki, daha fazla güçlenir.
İzin Verme Sanatını Yaşıyorum
Kişinin, kendi yaşam deneyiminde alması gereken derin mesajın
öğrenildiği yer, İzin Vermek sürecidir. Bu süreç öğrenirken aynı zamanda
öğreten bir zaman dilimidir. Ama siz öğretmeye başlamadan önce, öğrenmelisiniz.
Genelde bu konuda şöyle düşünceler dile getirilir: “Birisi benim hoşlanmadığım
şeyler yapıyor; bu durumda onun istediğim bir şey yapmasını nasıl
sağlayabilirim?”
Burada tam olarak anlaşılması gereken şudur: Tüm dünyanın aynı
şeyi ya da sizin sevdiğiniz şeyi yapmasını sağlamaya çalışmaktansa, kendinizi,
herkesin istediği gibi olma, yapma ya da istediğine sahip olma hakkına izin
veren bir pozisyona sokmanız çok daha akıllıca olacaktır. Bu durumda siz,
düşüncelerimizin gücüyle, yalnızca sizinle uyumlu olan şeyleri çekersiniz.
İzin Verme Sanatı, Sağlığımı Nasıl Etkiler?
“Gelecekte sağlıklı bir bedene sahip olacağınızı
hayal ederek, şu andaki durumunuzun iyileşmesini sağlayabilirsiniz”
İstediğiniz bir şey konusunda bir karar verdiğiniz zaman,
İstemli Oluşturma İşleminin yarısını başardınız demektir. Bu durumda
istediğiniz şeye düşüncenizi duyguyla birlikte yönlendirmiş olursunuz. İstemli
Oluşturma denkleminin diğer yarısı ise izin vermektir. “İstiyorum ve izin
veriyorum, dolayısıyla oluşuyor” dediğinizde, istediğiniz her ne ise onun oluşumunu
hızlandırmış olursunuz. Ona direnmeyerek, onu başka düşüncelerle kendinizden
uzaklaştırmayarak, size gelmesine izin veriyorsunuz.
İzin verme evresindeyken, olumsuz duygu hissetmemeye dikkat
etmelisiniz. Dolayısıyla bir şeye sahip olma niyetini ortaya koyup onunla
ilgili olumlu duygular hissettiğinizde, ona izin verme evresine geçer, sonra da
ona sahip olursunuz.
Hastalık yerine sağlığa sahip olmak için, sağlık konusunu
fazla düşünmemelisiniz. Bedeniniz hastalandığında, hastalığı fark etmek
kolaydır. Oysa ki şu anda olanın ötesine bakmak için istek, dikkat ve arzu
gerektirir. Gelecekte sağlıklı bir bedene sahip olacağınızı hayal ederek ya da
eskiden sağlıklı olduğunuz zamanları hatırlayarak o andaki düşüncenizi, arzunuzla
uyumlu hale getirebilirsiniz ve sonra da durumunuzun iyileşmesine izin
verebilirsiniz. Önemli olan daha iyi hissettirecek düşüncelere ulaşmaktır.
Hiçbir Zaman Bitmeyecek Bir Yolculuk
“Olumsuz
gelişmelerin sebebi, geçmişte düşündüklerinizin şu andaki istediklerinizle
uyuşmamasındandır“
İzin Verme Sanatını anlamak ve izin veren kişi olmak için
niyet etmek işin özüdür. Anlaşılması gereken bir başka şeyde bu yolculuğun hiç
bitmeyecek oluşunun, varılacak son bir noktanın olmayacağının ve son
sözün hiçbir zaman söylenemeyeceğinin bilinmesidir. Ama aynı zamanda her zaman
şimdiki anda olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Herkes içinde bulunduğu
evrenin nasıl işlediğini ve yasalarını anlamayı merak eder. Yaşamın nasıl
geliştiğini ve kaderin nasıl oluştuğunu bilmek ister. Bu yüzden üzerinize doğru
yürüyen kişilerin size nasıl ve neden geldiklerini anlamak istersiniz. Böylece
üzerinize yürüyen kişilerin tacizlerine karşı kendinizi savunmasız ya da kurban
gibi hissetmezsiniz.
İki farklı zaman diliminin tam ortasında olduğunuzu
anlamalısınız. Bu iki zaman, daha önce yarattığınız dünya ve şimdi daha net
anlayarak yaratma sürecinde olduğunuz dünyadır. Deneyiminizde olan bazı
durumların olumsuz gelişmesinin sebebi, geçmişte düşünerek
şekillendirdiklerinizin şu anda isteklerinizle pek uyuşmamasındandır. Bu
yüzden, siz bu geçiş evresindeyken huzursuzluk hissedersiniz. Ama ne
istediğiniz konusunda daha kararlı oldukça, kendinizi daha huzurlu hissetmeye
başlayacaksınız. Geçmişte yarattığınız kargaşanın büyük kısmı artık yaşamınızdan
uzaklaşacak.
Olumlu duygu oluşturmak için yaptığınız, düşündüğünüz ya da
söylediğiniz şeylere odaklandığınızda, kendinize izin vermiş olursunuz. Bir
başkasının deneyimini izlerken olumlu duygu konumunda olduğunuzda da,
başkalarına izin veriyor olursunuz. Aynı şekilde, kendinizle ilgili olumsuz bir
duygu hissettiğinizde kendinize izin verme konumunda olamadığınızı
bilmelisiniz.
İzin veren olmak için, olumlu duygu oluşturma konusunda pratik
kazanmanız gerekir. Yani dikkatinizi verdiğiniz şeyleri kontrol edebilmelisiniz.
Bu, her şeyi belli bir formata uygun olarak takip edeceğiniz anlamına gelmez.
Herkesin ve her şeyin sizin olmalarını istediğiniz şekilde olmaları anlamına da
gelmez. Sonsuz olasılıklar içinde gözlem alanınıza giren her şeyden, sadece
sizinle uyum içersinde olanları kendinize çekebilirsiniz, anlamına gelir. Bu
durumda diğer olasılıklar sizin tarafınızdan tetiklenmediği için size çekilmez
ve dolayısıyla size gelmezler. Gördüğünüz gibi bu izin vermektir.
İzin Verme, tüm yaşamınızın en görkemli evresidir. Bir kere
izin veren olmayı başardığınızda, dengenizi bozacak ve sizi aüzecek hiçbir
olumsuz duygu yaşamayacağınız için, hep yükseleceksiniz. Burada adımlar asla
geri gitmez. Siz sonsuza dek, görkemli bir şekilde ileri ve yukarı
ilerlersiniz.
Mustafa Kartal
İzin Ver Olsun (Ray Yayıncılık)
Alıntıdır
İstemli Oluşturma Bilimi hakkında nereden detaylı bilgi alabiliriz?
YanıtlaSilSevgiler
Her ne kadar gerçek kaynak olan Ester ve Jery Hicks yazmıs olduğu Cekim Yasası kitabının kopyalanmış halide olsa adı gecen kitabın satışı olmadığı için yukarıda tanıtım yaptığım kitabı satın alabilirsiniz.
YanıtlaSilÇakma bir kitap olsada şu anda bulabileceğiniz benim bildiği tek kaynak.