Uzun
zamandır çalışmalarımla ilgili bilgi paylaşımına ara vermiştim. Bir danışanımla
yapmış olduğum çalışma beni etkilediği için onunda müsaadesini alarak
yayınlamak istedim.
Öncelikle
bir konuyu açıklamak istiyorum. Yapılan çalışmaların başarıya ulaşıp ulaşmaması
tamamen danışanın ruhsal ve zihinsel durumuyla alakalıdır. Şifayı veren
Allah’tır. Eğer siz gerçekten şifalanmak istiyorsanız ve bunu yaratana net bir
şekilde bildirmişseniz o sizin ihtiyacınız olan rehberi karşınıza
çıkartacaktır. Rehber sadece bir araçtır, şifaya aracıdır. Gerçek dönüşüm sizin
şifalanmaya olan inancınızda gizlidir.
Bazı
kişiler çalışmalarla ilgili iyileşme garantisi vb. konuları dile getiriyorlar.
Bu çalışmalarda ne yapılıyorsa bunu yapan danışanın kendisidir. Ne kadar içten
bir şekilde terapiste yaklaşıp önerileri uygulamaya istekli olursa kendisine
yansımasıda o kadar hızlı ve etkili olacaktır. Şifa dileyen şifa, tereddüt
isteyen zihin karışıklığı bulacaktır.
Her
ne olmuşsa olan şey olması gereken kadardır. Kişi alması gerektiği kadar şifa
almıştır.
Yurtdışında
yaşayan bir hanım danışanımla yapmış olduğu iki seansın özetini paylaşmak
istiyorum. Kendisini benimle iletişime geçtiğinde eşinin yaklaşık 5-6 ay önce
tek gecelik bir kaçamakla onu aldattığını öğrendiğini, eşinin pişmanlık
gösterip af dilemesine rağman bu olayı içinden atamayıp bunalıma girdiğini
belirterek aradı. Eşinden ayrılmak istemiyordu. Eşini sevdiğini söylüyor.
Eşininde kendisini sevdiğini söylüyordu. Eşi kendisini bu kadar severken nasıl
başka bir kadına dokunabilirdi, bunu aklı almıyordu.
Despot
bir ailede yetişmiş, çocukken babasından yoğun bir şekilde şiddet görmüş, 15
yaşında evlendirilip yurt dışına gönderilmişti. Yabancı memlekette eşi ile 20
yıl geçirmiş. Çalışmıyordu. 3 çocuğu vardı. Eşi onun her şeyi olmuştu. O ona bu
kadar bağlıyken eşinin yapmış olduğu olayla bir anda dünyası kararmış tutunacak
dalı kalmamıştı.
İlk
seans başlangıcında sesi çok heyecanlı geliyordu. Yapmış olduğumuz ön
görüşmeden bir çözüm ışığı hissettiği için yoğun heyecan duyuyordu. Bir çıkış
yolu bulduğunu düşünüyordu. Aşırı heyecanlı olması önce beni rahatsız etti, onu
yönlendirmekte zorlanacağımı düşündüm. Rahatlatmak için hızlı bir şekilde
gevşeme ve rahatlatma telkinlerine başladım. Bir süre sonra telkinlere cevap
vermiş ve rahatlamaya başlamıştı. Bunu hissedince regresyon terapisine geçtim.
Önce onu rahatsız eden duyguya odaklanmasını ve yoğun bir şekilde hissetmesini
sağladım. Bunu vücudunun neresinde hissettiğini sordum. Cevap hızlıca geldi. Kalbinin
üzerinde yoğun bir ağrı vardı. Nefesi hızlanmıştı. Ondan ağrıyı hissettiği yere
odaklanmasını istedim. Orada ne görüyordu. Ağrı topunun rengini sordum. Oradaki
ağrı topunun rengi kırmızıydı ve ateş gibi yakıyordu.