DUYGULAR SOMUTTUR KAVRAMLAR SOYUTTUR
Duygular
somuttur.
Somut demek beş duyumuzla algıladığımız şey
demektir.
Ya görürüz, ya duyarız, ya dokunuruz, ya da tadar
veya koklarız.
Bu beş duyumuza hitap eden bir durum varsa bunu
somut kabul ederiz. Sandalye somuttur.
Görürüz, dokunuruz, tadarız.
Başarı ise soyuttur. Görülmez, dokunulmaz,
koklanmaz. Bir kavramdır.
Düşünce de soyuttur. Görülmez, dokunulmaz,
duyulmaz. Sadece varmış gibi gelir.
Ama elektrik somuttur. Görülmez ama dokunulur.
Aynı şekilde hisler de somuttur. Bedende içsel bir
dokunma duygusu şeklinde hissedilir. Ama görülmez, duyulmaz, tadılmaz. Çünkü
bunlarda zaten birer histir. Yani beden bir duyguyu bir his şekline çevirme
gücüne sahiptir.
Bilinçaltı yaşanılan bir olayla, o olayı
yaşadığımız anda, yaşadığımız duyguyla arasında bir ilişki kurar. Ama bu
kurulan ilişkide hangisi hangisinden önce gelir, bilemez. Tüm ilişkiyi birlikte
paketler. Bunu paketleyip saklar, ya da saklamaz.
Bilinçaltı bir ilişki yumağını paketleyip
saklıyorsa korunma açısından bu bilgiyi saklaması gerektiğine inanıyor
demektir. Yani risk varsa saklar. Ya da emniyet ve güvende hissetmesi gerektiği
zaman kullanmak üzere de saklar.
Küçük çocuk kapıyı hızla vurur. Annesi kızar ve
tesadüf o anda deprem olur (çocuk ilk kez bir deprem deneyimlemektedir).
Herkes korkar, bir yerlere saklanır. Bu korku esnasında bilinçaltı tüm ilişkiyi
birlikte paketleyip saklar. Bilinçaltına göre depremi yaratan kapıyı hızlı
çarpmaktır. Bu konuda ek bir bilgi almazsa artık buna inanır ve çocuk kapı
çarpmasından çok korkmaya başlar. Eğer anne kızdığı anda çocuğun kulağını
hızla çekmişse ve kulağı çok acımışsa ilişki paketine bu acı da dahil olur.
Herhangi bir titreşim anında çocuğun (ya da
büyüğün) kulağı sızlar. Vapura biner vapur tam kalkarken titreşim yapar kişinin
kulağı sızlar. Bir türlü ilişkiyi kuramaz. Kulak doktoruna falan gider.
İlaçlar içer ama derdi bir türlü geçmez.