Ne yapmış ya da yapmamış olursanız olun, siz sevilmeye layıksınız. Bu herkes için doğrudur, ancak çoğumuz suçluluğumuzun değerlilik algımızı gölgelemesine izin veririz. Sonuçta suçluluk, geçmişte zevkten çok acıya, kazançtan çok kayba, olumluluktan çok olumsuzluğa ya da kendinize veya başkasına yarardan çok zarara neden olduğunuz varsayımıdır (gerçeklere dayanması gerekmez). Yaptığınız veya yapmadığınız bir şey için kendinizi kötü hissettiğinizde, duygusal bagaj biriktirirsiniz ve seveceğiniz şeyi hak ettiğinize inanmaktan kendinizi alıkoyarsınız.
Suçluluk, gerçek ya da hayali geçmiş eylemleri
telafi etmek için (para, zaman, enerji vb.) vermeye devam ettiğiniz özgecil bir
varlık durumunda sizi bağlı tutabilir. Borçlu olduğunuzu düşündüğünüz insanlara
ödenemez bir borcu ödemeye son verebilirsiniz.