Images

Yaşam İçin 13 Satır

‎1. Seni sen olduğun icin değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.

2. Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz.

3. Sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.

4. Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.

5. Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiç bir zaman ulaşamayacağını bilmektir.

6. Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.

7. Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin fakat bazıları için sen bir dünyasın.

8. Zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.

9. Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi.

10. "Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.

11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.

12. Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.

13. Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.

"YAŞANAN HERŞEYİN BİR SEBEBİ VARDIR"

Gabriel Garcia Marquez
Images

Pratik Bilinçaltı Kodlama Yöntemleri

DÜŞÜNCELERİNİZİ DEĞİŞTİRİRSENİZ, KADERİNİZİ DE DEĞİŞTİRİRSİNİZ…
ETKİ düşünceniz, TEPKİ ise bilinçaltınızın verdiği karşılıktır.
Bütün dilekleriniz gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Herkes bunu bilir. Şüpheci kişiler, bunu duaların işe yaramadığına dair bir kanıt olarak yorumlarlar. Ancak göz ardı ettikleri bir nokta vardır:
Dileklerinizin karşılık bulabilmesi için bilimsel temeli net bir biçimde anlaşılarak etkin kullanılması gerekir. Ancak bundan sonra belirli bir isteğin neden etkin olmadığını anlayabilir ve onu daha etkin kılmak için pratik bir yöntem bulabiliriz.
Peki dileklerinizin istediğiniz gibi karşılık bulmadığını fark ederseniz, ne olur o zaman? İlk yapmanız gereken şey, böyle bir başarısızlığın temel nedenlerini anlamak olmalıdır. Bu nedenler güven eksikliği ve çok fazla çabadır. Birçok kişi, bilinçaltının işleyişini tam olarak anlayamaz ve dileklerinin gerçekleşmesine mani olur. Zihninizin nasıl çalıştığını bildiğinizde, büyük ölçüde güven kazanırsınız.
Unutmayın, bilinçaltınız ne zaman bir fikri kabul etse, hemen bunu uygulamaya başlar. Bunun için bütün önemli kaynaklarını ve potansiyellerini  kullanır. Derin zihninizin bütün zihinsel ve spiritüel yasalarını harekete geçirir. Bu yasa iyi fikirler için geçerlidir, ancak kötü fikirler içinde geçerlidir. Sonuç olarak, eğer bilinçaltınızı olumsuz biçimde kullanırsanız, bu soruna, başarısızlığa ve karışıklığa neden olur. Yapıcı biçimde kullanırsanız  kılavuzluk, özgürlük ve zihinsel huzur getirecektir.


Images

Ruhun Sesini Dinlemek

Yaptığını seven ve sevdiğini yapan; arzuları doğrultusunda yaşamına şekil verebilen insanların sırrı ilhamdır. İlham her şeyin potansiyelini ihtiva eden; maddi varlığımızın sınırlarını aşarak evrene açılmamıza o kutsal senfoniyi duymamıza yarayan ilahî bir kıvılcımdır. İlham; aşk için aşkla yola çıkarak kaynağına dönmeye çalışan ruhun alt benliğe gönderdiği enerjilerin/bilgilerin kalple anlaşılıp zihinle hayata geçirilmesidir.

Geçiciliğin içinde kalıcılığı yakalayan kendi çapında iz bırakmayı başaranlar ruhunun dürtüsünü hissedip ona göre yaşamayı seçenlerdir.
Hayallerimizi gerçekleştirebilmemiz için metafizikle bilimi birleştiren çoğu yeni çağ yöntemlerinin atladığı nokta da bu.


Keşfettiği metodlarla kişisel gelişime ivme kazandıran Jose Silva yarım yüzyıllık tecrübenin verdiği güvenle şöyle diyor: 'Eğer hedef aldığınız amaç ya da sonuç ruhunuzun planları dahilinde değilse o zaman başaramazsınız Arzu ettiğiniz her şeyi ancak ve ancak ruhunuzun sizin için yaptığı plana uyuyorsa elde edebilirsiniz'

Bir başka ifadeyle egonun bitmeyen isteklerini dinmeyen serzenişlerini dinlemek ve realize etmeye çabalamaktan ziyade ruhumuzun neleri anlamak ve anlatmak için bedenlendiğini; buradaki 'modus operandi'sinin yani hareket tarzının ne olduğunu saptamamız gerekiyor.

Yaşam bazen o kadar ilginç tuzaklar kuruyor ki ruhumuzun yeryüzündeki misyonunu bırakın idrak etmeyi böyle bir olgunun varlığını dahi bilmeden uyuşmuş bir bilinçle hayatımızı idame ettiriyoruz. Ta ki yolumuzu değiştirecek bir faciayla karşılaşana kadar.

Eğer bugün buradaki mevcudiyetinizi sorguluyorsanız tatminsizlikle burkulan yüreğinizi rahatlatacak bir cevap aramalısınız Zaten; yüksek benliğin çağrısına uyan evren sizi zorlayarak zora koşarak ruhunuzun ihtiyaçlarına kulak vermeniz için zemin hazırlıyor. Öyleyse size huzur veren bir yere giderek gözlerinizi kapatın.

Düşüncelerinize seyirci kalın ve ruhunuza danışın, içinizde bir şeylerin pır pır edip kıpırdandığını ritmi değişen kalbinizin başka türlü çarptığını bağrınıza akan sıcacık bir enerjinin hücrelerinizi teker teker canlandırdığını hissettiğinizde ruhun cana canın da ruha büyük bir hasret ve aşkla sar ıldığını fark edeceksiniz.Uçup giden zaman mefhumuyla birlikte akla düşen yeni fikirlerin filizlenmek için artık sadece mümbit bir toprağı arayan birer tohum olduğunu bileceksiniz.

İşte şimdi atomaltı parçacıklarını organize ederek düşleri gerçekleştiren bilinç altını programlamaya 'benzerin benzeri çektiğini' söyleyen Çekim Yasasını kullanmaya hazırsınız.

Kaygılanmak ve yakınmak istenmeyen olguya enerji vermek demektir ve afirmasyon adı verilen olumlamalara kısa devre yaptıran başlıca faktördür Olumsuz bir tavır düşüncede bulunduğunuzda kendinizi durdurarak cümleyi yeniden kurmayı deneyin ' İşler yazın yavaşlıyor müşteri bulmak zorlaşıyor' yerine 'GEÇMİŞTE işler yavaşlıyordu müşteri bulmak zor OLUYORDU' deyin

İstediklerimizi açıkça görebilmenin yolu istemediklerimizi anlayabilmekten geçer. Yani ikisinin arasındaki 'kontrast' neye odaklanmamız gerektiğini belirtecektir Olumlamalarınızı yazarken şimdiki zamanı ve içinizde heyecan uyandıran duyguları canlandıran kelimeler kullanın 'İdealimdeki ilişkinin karşılıklı saygıya dayandığını ve gelişmeme yardım ettiğini bilmek beni çok mutlu ediyor Ben böyle bir ilişki seçiyorum Kararım budur' gibi.

Bilinç altındaki direnci ortadan kaldırmak işin olabilirliğini ona kabul ettirmek için bu türden olumlamalar ile meditasyon sırasında ya da uykuya dalmadan önce imgelemeler yapmak gerekmektedir Direncin azalması bilinç üstündeki Kuşkuyu da eriterek; güçlü bir arzunun daha kısa bir zamanda olmasına yardım edecektir

Olumlamalarınızı yüksek bir enerjiye ulaştığınız anlarda dile getirmenizi öneririm. Dua ve meditasyon yaparak mutlu ve huzurlu günlerinizi anımsayarak böylesi titreşimler içinde yüzmeye başladığınızda söylediklerinizi hissedin tadın ve olmuşcasına yaşayın. Varlığınızın merkezinden gelen bir ses 'Evet artık BİLİYORUM bu gerçekleşecek! ' diye sevinçle bağırdığında telkinleri bırakın Evren kendi payına düşeni muhakkak yapacaktır

Images

Olumsuz İstenmeyen Duygulardan Kurtulmak.

Bazı önemli kararlar yüzünden kafamız dağınık olabilir ve zihnimizin bulutları diğer işleri yapmamıza engel olabilir. Böyle bir anda hayatın üzerimizdeki etkileri hakkında endişeleniriz.
      Hayatımızla ilgili olarak düşünüyor, soruyor, söyleniyor, tartıyor analiz ediyor, endişeleniyor ve stres içinde olabiliyoruz. Böyle b
ir zamanda genellikle ilk olarak kendimiz için kederleniriz ve bu tür şeylerin hep bizim başımıza geldiğini düşünürüz.             Halbuki bu sadece sinir sistemimizin bir oyunudur.
İşte bu anda yeni davranışın seçileceği gelişme anıdır. Eski davranışa direnip bir üst versiyon halimizin davranışını belirleme zamanı!..
     Değişik bir davranış seçip arzu ettiğim kişi olma fırsatı. Peki neler yapılabilir. Beni kurban rolüne sokan, gözümün önüne gelen resimlerin renklerini değiştirip daha canlı, aynı kendimi güvenli, huzurlu ve mutlu hissettiğim anlarda , gözümün önüne gelen resmin renklerinde olduğu gibi, anı bu renklerle değiştirebiliriz. Bunu zihnimizde anında yaparız.
     Eylem olarak ise hemen yakın çevrendeki biri için iyi bir şey yapın. Başkalarının problemlerine yardımcı olabilmek için biraz zaman yaratın. Biz kendi yolumuzdan çekildiğimizde, yardım esnasında hissettiğimiz duygular ve karşımızdaki insanların duygularının bulaşıcı olması sayesinde ruh halimiz değişecektir.  Umulmadık bir biçimde yaşadığımız soruna farklı bakış açılarında bakacağımız için ya yeni çözümler görmüş, üretmiş oluruz ya da zaten sorunun belki de o kadar büyük olmadığını bile görebiliriz.
İçinde bulunduğumuz ruh hali değişince sorunların önemi de değişir.
         Karşımızdaki insanlara yardım etmemiz onları mutlu eder ve bize karşı minnet duyarlar. Bu hisler siz gülümsediğimizde karşınızdakinin de size gülümsemesi gibi buna bumerang etkisi yapar diyoruz.
Duygular bulaşıcıdır.
       İyi hisler bulaşır. Kötü hislerde de tercih sizin Sorunun yana yakıla anlatıp çevrenize çaresizliğinizi haklı çıkarmaya çalışarak onları sizleri destekler duruma getirmek mi iyi, yoksa onlara yardım ederek onlara yaşatacağınız hoş, insani duyguların bulaşmasını sağlamak mı?
Her zamanki gibi karar yine sizin...

Banu Gökçül
Yaşam Yön. Kişisel Gelişim
Yaşam Koçu



Images

Her Şey Sende Gizli

 Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.


Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel

Images

Sevgi Elini uzatmak.

Pek çoğumuz bir tartışma, yanlış anlama, veya yetiştirilme biçimindeki farklılıklardan kaynaklanan küçük kırgınlıklara dört elle sarılırız. Kırıldığımız kişi bir dost veya akraba olsun, inatla onun bize el uzatmasını bekler, onu bağışlamak ve eski ilişkiyi tekrar, başlatmak için bunun tek yol olduğuna inanırız.

Ne zaman öfkemize saplanıp kalsak “ufak şeyleri” kafamızda kurup, gerçekten “büyük mesele” haline getiririz.

Sanki haklı oluşumuz mutluluğumuzdan da önemliymiş gibi görünür. Oysa, hiç öyle değildir. Eğer daha huzurlu bir insan olmak istiyorsanız şunu anlamanız gerekir ki, haklı olmak hemen hiçbir zaman kendinizi mutlu etmekten daha önemli değildir. Mutluluğun yolu yargıları bir yana atıp, sevgi elini uzatmaktır. Bırakan, başkaları haklı oluversin. Bu sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Her şey yoluna girecektir. Siz işin ucunu bırakmanın keyfini yaşayacaksınız. 

    Elinizi uzatıp, haklılığı başkalarına bıraktığınız zaman onlar da size karşı daha az savungan ve daha çok sevecen olurlar. Çoğu kez onlar da size el uzatırlar. Ama eğer bu gerçekleşmezse, hiç dert etmeyin. Daha çok sevgi olan bir dünya yaratmak için size düşeni yapmanın huzuru yeter.



Images

Bir Kadın Gittiğinde...

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çokolur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker "sarıkız".

O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz,  değerini kimse anlayamaz  krom hac tasının.

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

Bir kadın gittiğinde...

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.

Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.....


BEKİR ÇOŞKUN